GIS UZMANLARI BULUŞMA YERİNE HOŞGELDİNİZ.

GIS UZMANLARI BULUŞMA YERİNE HOŞ GELDİNİZ.
Bu blog ile; 1995 yılından bu yana yaptığım çalışmalardan elde ettiğim know-how'u tüm gis kurucuları ve yöneticileri ile paylaşmak ve ülkemizde oluşan kavram karmaşalarına tecrübelerime dayanarak açıklık getirmek ve ortadan kaldırmak istiyorum. GIS ya da kent bilgi sistemi kurmanın ve sonuçta bir kenti akıllandırmanın sanıldığı kadar basit olmadığını, yapılan hatalar ve doğruları ile birlikte ortaya koymaya çalışıyorum. Hepinizi bu çabaya katkı sağlamaya davet ediyorum.
Sonuçta kenti kablolu ya da kablosuz bir network ile kapsamanın akıllı kent için yeterli olmadığını, elektrik, gaz, su, kanalizasyon v.b altyapılar ile trafik, ulaşım, sağlık, enerji, istihdam yönetimi, afet kurtarma ve erken uyarı sistemleri, eğitim, güvenlik v.b. unsurların da akıllandırılması ve entegre çalışmaları gerekir. Makro düzeyde geleceğe yönelik tehditler, ihtiyaçlar ve bunlara karşı alınacak tedbirlerin planlanması da unutulmamalı tabi...

16 Ağustos 2010 Pazartesi

CBS’NİN GELECEĞİNDE BİRLİKTE ÇALIŞABİLİRLİK VAR

Mete Gürkan meteg@interpromedya.com.tr

Netcad Yerel Yönetimler Koordinatörü Alpaslan Savacı’ya göre, CBS’nin geleceğinde birlikte çalışabilirlik var. 2008’de tanıttıkları NetgisServer’in bugün birçok kurumda CBS harita sunucusu olarak çalıştığını anlatan Savacı, “Tarım, orman, çevre, savunma, imar, belediye, enerji, inşaat, planlama gibi birçok alanda üretilen her türlü veri artık kullanıcıların masaüstü bilgisayarlarına sığmıyor. Bu veriler artık bir merkezi veritabanında hem daha güvenli tutuluyor hem de ihtiyacı olanın yetkisi dahilinde daha hızlı kullanması sağlanıyor. Bir kurumdaki veriye bir yandan özel sektör ihtiyaç duyarken, bir kısmına başka bir kurumun ihtiyacı doğuyor.  NetgisServer, veriyi kullanıcıların ihtiyaçlarına göre yetkilendirebiliyor. Artık ‘Ben her işi yaparım’ yerine ‘Birlikte çalışmaya hazırım’ mantığı giderek daha çok zemin kazanıyor. Standartlar belli olduğu için sistemler arası uyum tamamen şeffaf bir şekilde gerçekleşiyor. Bu durumdan en karlı çıkan şüphesiz kurumsal müşteriler oluyor. Her bir sistem bileşenini en iyi yapandan alıp, tek bir muhatapla tüm kurumsal ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar. Sadece CBS teknolojilerinin değil, Türkiye’de bilişim sektörünün yüzünü hızla yurtdışına çevireceğini öngörmek çok yanlış olmaz. Birbiri ardına tamamlanan e-devlet projeleri gelişmekte olan ülkelerden özellikle çevre ülkelerden takip ediliyor. Hem devlet hem özel sektör olarak bu tecrübemizi yurtdışında rahatlıkla değerlendirebiliriz” şeklinde konuştu.

“CBS harita üzerine noktalar koymak değildir”

“CBS ya da konumsal yaklaşım, harita üzerine noktalar koymak değildir. CBS, pek çok sayıda konum içeren veri katmanının beraberliğidir. Gücünü sadece harita üretebilmesinden değil tüm faktörleri karar vermede ve analizlerde kullanabilmesinden alır. Basit bir harita size yeni ATM cihazlarını nereye koymanız gerektiğini söyleyemez ama katmanlar halindeki veriler üzerindeki analiz somut ve detaylı hedefler gösterebilir” diyen ESRI Pazarlama Koordinatörü M. Cüneyt Nalçacı, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Harita merkezli tarafta iseniz; CBS’lerde sunucu bazlı ve web tabanlı uygulamalar, analiz ve uzaktan algılama alanlarında yeni olanaklar sunuyor. Yazılımların birlikte çalışabilirliliği sayesinde diğer harita üreticisi ve kullanıcısı kurumsal kaynaklar tek veritabanı üzerinde çalışabiliyor. Harita destekli tarafta iseniz ; CBS’nin işinizde size sunduğu fırsatları mutlaka keşfetmelisiniz. Buradaki sınırınız konumsal düşünme yetkinliğinizdir. Örneğin salgın bir hastalığın kaynağını araştırırken hastaların hastalanma zamanları ve adreslerini incelersiniz, seri bir suçluyu yakalamak için suç işlenen konumların ve zaman içindeki yayılımı analiz edersiniz, satış raporu hazırlarken bölgeler bazında haritalar üreterek sadece düşüş olan yerlerde yoğunlaşırsınız.”
AB’nin INSPIRE projesinin ülkemizdeki uygulaması Türkiye Ulusal CBS Altyapısı ile tüm CBS’leri yakın zamanda birbirleri ile veri paylaşabilir hale geleceğini açıklayan Nalçacı’nın geleceğe dair öngörüleri ise şu şekilde: “Bu yaklaşımla analiz odaklı projeleri gerçekleştirmek daha kolay hale gelecek. Kurumsal sistemler arasında CBS açık standartlara dayanan yapısıyla yerini alıyor. CBS’ndeki gelişme de gücünü internet devriminden alıyor. Artık tüm çözüm ve planlarımız internet ve Web 2.0 odaklı şekilleniyor. CBS’lerinin geleceği web, web servisleri,  SOA’da. Sunucu bazlı sistemlerin kullanımı artacak. Böyle bir CBS sunucusu verinizi barındırabilir, bu ortak veri havuzu üzerinden kullanıcı arayüzlerini web tabanlı olarak sunabilir, analizler yapabilir, diğer siteler ile veri alışverişi yapabilir, kurumsal işakış sisteminizin bir parçası olabilir ve web sitenize çevrimiçi içerik üretebilir. CBS’nin geleceğini internet dopingiyle kurum ve şirketlerin elde ettikleri üç fayda şekillendirecek. Verimlilik, doğru karar alma ve iletişim. CBS’nin önemini kavrayan kurumlar bilgi işlem birimleri gibi CBS birimleri oluşturuyorlar. Bu birimler bilişim, karar destek ve alan uzmanlığını sentezleyerek iş problemlerine çözüm üretmek için çalışıyorlar.”

CBS’NİN KULLANIM ALANLARI GENİŞLİYOR

Mete Gürkan meteg@interpromedya.com.tr

Docuart Proje Yöneticisi Hakan Karaca, kullanım alanlarına göre listenin başında kent bilgi sistemleri, altyapı sistemleri, tapu ve kadastro bilgi sistemleri, doğal afet yönetim bilgi sistemleri, trafik izleme ve kontrol sistemlerinin geldiğini dile getirdi. Karaca, “CBS’nin kullanım alanı alışveriş merkezlerinden tüm Türkiye’nin karayollarına, ziyaretçi yönlendirmesi gerekli bulunan binalardan, elektrik dağıtımının haritalanmasını kapsayacak kadar büyüktür. CBS teknolojileri pazar payının büyük bir bölümünü kamu kurumları ve yerel yönetimler oluşturmakta. Ancak özel sektör şirketlerinin de bu konudaki ihtiyaçları artacak” dedi.

Gelecekle ilgili öngörüler

Coğrafi bilgi teknolojilerinden coğrafi bilgiyi obje olarak kullanan tüm alanlarda faydalanıldığını söyleyen Türksat Coğrafi Bilgi Teknolojileri Direktörü Dr. Hayati Taştan, bu alanlar arasında en önemli yeri; tarım, çevre koruma, ulaşım, sağlık, ormancılık, şehir ve bölge planlama, belediyecilik ve askeri alanların oluşturduğunu ifade etti. Tarım alanlarının rekolte tahmini, deprem sonrası hasar tespiti, hastalıklarının mekansal korelasyonlarının belirlenmesi, ulaşım ağının gerçek zamanlı izlenmesi, orman içi kaçak kesim alanlarının belirlenmesi, kaçak yapılaşmanın tespiti, araçları web tabanlı izlenmesi ve yönetimi, şehir gelişim yönünün belirlenmesi, su, yiyecek, enerji, maden kaynaklarının envanteri ve yönetimi uygulamaları ile birlikte askeri alanda düşman bölgeler hakkında istihbarat toplama, bu alanlardaki uygulamalardan bazıları. Coğrafi bilgi teknolojilerinin kullanım alanlarının gün geçtikte genişlediğini, buna bağlı olarak Türkiye’de bu teknolojilerin potansiyelinin de arttığı gözlendiğini anlatan Taştan, özellikle, kamu kurumlarında ve belediyelerde, araç ve filo takibi, uydu görüntüsü temini ve işleme, coğrafi bilgi sistemleri kurma, mevcut yönetim bilişim sistemlerinin Coğrafi Bilgi Sistemleri ile bütünleşmesi konularında yoğun bir potansiyel olduğunu düşünüyor.
Taştan, gelecekle ilgili öngörülerini ise şu şekilde sıraladı:
l Teknolojiler farklı kombinasyonlarda bütünleşecek
l Görüntü işleme süper bilgisayarlarda ve uzaktan hizmet şeklinde yapılacak
l Görüntülerden detay çıkarımında yapay zekâ algoritmaları kullanılacak
l Uzaktan algılama uydu görüntülerinin 10 cm. çözünürlüğünde, gerçek zamanlı ve ortorektifiye edilmiş olarak çekilip yer istasyonlarına gönderilecek
l Coğrafi veritabanlarının dağıtık veritabanı mimarisinde küresel düzeyde bütünleşik olarak birlikte kullanılabilecek
l CBS yazılımları donanım ve işletim sisteminden bağımsız, birlikte ve karşılıklı web işleme servisleri şeklinde çalışacak
l Coğrafi analizlerde önce 3 boyuttan 4 boyuta sonra sanal gerçekliğe geçilecek
l Web tabanlı haritacılık teknolojisi görsel öğelerle desteklenecek
l CBS projeleri çözüm odaklı olacak
l Açık kaynak yazılımların kullanımı artacak.

HIZLA GELİŞEN CBS FARKLI TEKNOLOJİLERLE DE BÜTÜNLEŞİYOR

Mete Gürkan meteg@interpromedya.com.tr  (BT HABER SAYI 784)

Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) alanında gerek dünyada gerekse Türkiye’de önemli gelişmeler oluyor. Bir yandan ihtiyaç ve kullanım alanları artarken, CBS teknolojileri sürekli gelişiyor ve farklı teknolojilerle bütünleşmeye de devam ediyor.
Türksat Coğrafi Bilgi Teknolojileri Direktörü Dr. Hayati Taştan da, CBS alanında gerek dünyada gerekse Türkiye’de önemli gelişmeler olduğu görüşünde. Uzaktan algılama teknolojilerinde, görüntü çözünürlüğü 50 santimetreye kadar düşerken, küresel konum belirleme teknolojilerinde uygulamaya sokulan sürekli gözlem referans sistemleri (CORS) ile konum doğruluğu birkaç saniyede santimetreye kadar artırılabiliyor. Görüntü işleme teknolojisinde, haftalar süren görüntü işleme sürecinin web tabanlı işleme sistemleri ile gerçek zamana yaklaşık olabildiğini anlatan Taştan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Coğrafi verinin toplanması, sunumu ve kullanımı, web ortamında yapılabilmekte, bu amaca yönelik yeni standartların geliştirilmesi devam etmekte. Konuma dayalı sistemler teknolojisinde, web tabanlı takip ve yönetim cihazlarının boyutları küçülürken fiyatları da düşüyor. Sayısal fotogrametri teknolojisi, en yeni uydu görüntülerini stereo kıymetlendirme ve çok büyük alanları bir arada dengeleme olanağı sunmakta. CBS  pazarını şekillendiren temel eğilim kullanıcı talepleri olmakla birlikte, bu teknolojilerle destekleyici teknolojilerde ortaya çıkan gelişmeler karşılıklı olarak birbirini etkiliyor ve dolayısıyla pazarın yönlendirilmesine yol açıyor. Örneğin, uydu teknolojisinde ortaya çıkan gelişme, uzaktan algılama teknolojisi pazarını; buna bağlı olarak görüntü işleme ve coğrafi bilgi sistemi teknolojisi pazarını etkiliyor. Başka bir örnek de GoogleMaps, BingMaps, YahooMaps gibi web tabanlı haritacılık teknolojilerinden verilebilir. Bu teknolojilerle kullanıcılar coğrafi bilgiyi kullanmaya başlamışlar, bu kullanım, yeni talepleri ortaya çıkarmış, bu talep doğrultusunda da web tabanlı sunum sistemlerine yeni fonksiyonlar eklenmiştir. CBS ile konuma dayalı reklam, konuma dayalı pazar analizi gibi yeni ekonomik kavramlar oluştuğunu ve pazarın farklı alanlara da açılım gösterdiğini düşünüyoruz.”
Dünyada ve Türkiye’de CBS alanında gelişmelerin çok hızlı bir şekilde yaşandığını düşünen Docuart Proje Yöneticisi Hakan Karaca, “Coğrafi bilgi sistemlerine duyulan gereksinimin ölçüsü o kadar büyüktür ki ülkeler sadece bu sisteme yönelik uydular göndermekte, coğrafi değişiklikleri en hızlı şekilde takip etme yoluna gitmişlerdir” dedi. Karaca’ya göre, bu pazarın şekillenmesinde en önemli faktör; dünyadaki sosyo – ekonomik ve çevresel verilere duyulan ihtiyaçların artması ve bilgi sistemleri teknolojisi ile birlikte kullanıldığında hızlı ulaşılabilirlik ve analiz edilebilirlik sunması.

CBS teknolojileri sürekli genişliyor

Netcad Yerel Yönetimler Koordinatörü Alpaslan Savacı, CBS teknolojilerinin sürekli geliştiğini ve farklı teknolojilerle bütünleşmeye devam ettiğini ifade etti. Netcad’in 3D Video GIS ürününü bu eğilime örnek gösteren Savacı, tam 11 adet lensten oluşan küre şeklinde bir cihazın aynı anda kaydettiği 11 adet videonun birleştirildiğini ve istenen sokak, şehirlerarası yollar veya geniş alan kullanan projeler için haritayla bütünleştirildiğini anlattı. Savacı, şunları söyledi: “İstediğiniz yere tıklıyorsunuz ve fareyi çekerek hangi yöne bakmak istediğinizi de gösterdikten sonra, o noktadan o yöne doğru bakan video oynamaya başlıyor. Harita üzerindeki ok, bulunduğunuz yeri ve baktığınız yönü göstererek hareket etmeye başlıyor. Videonun içinde fare yardımıyla kafanızı istediğiniz yöne çeviriyorsunuz. Nereyi görmek isterseniz oraya bakıyorsunuz. Bakmak istediğiniz yerin 360 derece her detayına ulaşabiliyorsunuz. İster haritadan, ister videodan bulunduğunuz yönü ve baktığınız yönü değiştirebiliyorsunuz. Google Earth’deki Street View’a benziyor, ama bir adım daha ilerisi fotoğrafın yetmediği yerlerde video ile en güncel veriyi elde etmiş oluyorsunuz. Internet üzerinden vatandaşa açık bir sayfada tüm kentin kullanımına açabilir ve insanların kenti yeniden keşfetmesi sağlayabilirsiniz. Belediyenin birimleri kentin gelişimini üç boyutlu videolar ile takip eder; çöpler, mazgallar, ağaçlar, kaldırımlar, yollar, binalar, konutlar, işyerleri, tabelalar, balkonlar… Artık sadece yukarıdan baktığımızla yetinmiyoruz, cepheleri, köşeleri her yeri görebiliyoruz. Videoyu bakmak istediğimiz yöne çevirebiliyoruz, istediğimiz yerde durup karşımızdaki binayı, orada oturanları, isimlerini sorgulayabiliyoruz. Belediyede kayıtlı veriler ile videoda gördüklerimizi karşılaştırabiliyoruz.Netcad 3D Video GIS’in sadece belediyelerde değil, askeri, sivil birçok alanda sınırsız kullanımının olduğu aşikar. Bu kamerayı ister arabaya, ister helikoptere bağlayabiliriz veya özel giysisi ile sırtımızda taşıyarak çekim yapabiliriz. Tüm videolar koordinatlı ve Netcad’inizi kullanarak bir tıkla açabiliyorsunuz.”

Birlikte çalışılabilirlik ilkeleri tam olarak oturmadı.

Universal Bilgi Teknolojileri Mekansal Projeler Satış Yöneticisi Hasan Nokay’a göre, CBS Türkiye’de onyıllardır takip edilen, kamu kurumları ve özel sektör tarafında çok çeşitli yatırımların yapıldığı ancak pek çok yatırımda da istenen sonuçlara ulaşılamayan bir konu. Nokay’ın görüşleri şu şekilde: “Temel sorun işin lisans alımına indirgendiği, hatta CAD yazılımlarının CBS olarak algılandığı, güncelleme mekanizmalarını düşünülmediği, uzun yıllar boyu kullanılacak veri formatının belirlenmesindense, çıktılara ve gereksiz görselliğe daha fazla önem verildiği yaklaşımlar. Türkiye’de CBS alanında büyük bir potansiyel var. Ama CBS, hala standartların belli olmadığı, birlikte çalışılabilirlik ilkelerinin tam olarak oturmadığını düşündüğümüz bir alan. Son dönemde değişik devlet kurumları tarafından ortaya koyulmaya çalışılan birlikte çalışılabilirlik ilkelerinin, pratikte daha fazla uygulanabilir olmasıyla artacak veri bütünleşme talepleri, sektörün var olan büyük potansiyelle daha hızlı buluşmasını sağlayabilir. CBS’ye ihtiyaç duyan sektörler dışında, son dönemde ulusal veya uluslararası çapta hizmet veren büyük kuruluşlar mekansal veriyi de yöneterek karar vermek istemekteler. Enerji piyasasındaki özelleştirmeler ve diğer altyapı şirketlerinin verimlilik artışı ihtiyacından kaynaklanan talepler de sektörde itici güç. CBS’de kullanılan mekansal verilerin hızla değişmesi, sahadan bilgi toplama çalışmalarında da farklı teknik ve teknolojilerin devreye girmesine neden oluyor.”

CBS'DE KİLİT KELİME BÜTÜNLEŞME

CBS’de de kilit kelime bütünleşme


Mete Gürkan meteg@interpromedya.com.tr (bt haber SAYI:784)

Coğrafi bilgi sistemlerinin (CBS) geniş kitlelerce tanınması Google Earth ile gerçekleşti desek yanlış olmaz sanırım. Google Earth ile internet kullanıcıları istedikleri yerin uydu görüntüsünü görebiliyor, iki nokta arası en kısa yolu sorgulayıp çıktısını alabiliyor veya merak ettikleri bir yerin 3 boyutlu modelini görsel olarak zengin bir şekilde inceleyebiliyor. Bugün ise CBS’nin varlığının boyutları ve etki alanı genişledikçe genişliyor ve çeşitleniyor. Gün geçtikçe daha çok insan, şirket ve sektör coğrafi bilgi sistemleri kullanıcısı oluyor. Enerjiden telekoma, kamudan eğitime birçok alanda coğrafi bilgi sistemleri olmazsa olmaz teknolojiler arasında yerini çoktan aldı bile. Coğrafi bilgi sistemleri teknolojilerini kullanım alanları bir çığ gibi artıyor.
Diğer yandan birçok alanda olduğu gibi coğrafi bilgi sistemlerindeki gelişme de gücünü internetten alıyor. Artık tüm çözüm ve planlar internet tabanlı ve Web 2.0-3.0 odaklı olarak şekilleniyor. Bu sistemlerin geleceğinin hiç şüphesiz web, web servisleri ve servis odaklı mimaride olduğu ifade ediliyor. Gelecekle ilgili öngörüler de çok. CBS yazılımları donanım ve işletim sisteminden bağımsız, birlikte ve karşılıklı web işleme servisleri şeklinde çalışması, açık kaynak yazılımların kullanımının artması,  CBS  teknolojileriyle donatılmış insansız araç ve taşıtların kullanımı yaygınlaşması bekleniyor. Ve en önemli eğilim bütünleşme, coğrafi bilgi sistemlerinin diğer teknolojilerle ve günlük yaşamda kullanılan araçlar ile bütünleşmesi.
Şirketler ve kurumlar da coğrafi bilgi sistemlerini önemini artık çok daha iyi kavrıyor. CBS’nin öneminin farkında olan kurumlar aynen bilgi işlem birimleri gibi bünyelerinde CBS birimleri oluşturuyorlar. Bu birimler bilişim, karar destek ve alan uzmanlığını sentezleyerek iş problemlerine çözüm üretmek için çalışıyorlar.

10 Ağustos 2010 Salı

BMC araçlarının değerini CANbus ile artıracak


FİLONUZU TAKİP EDERKEN SÜRÜCÜ  DAVRANIŞLARINI DA ANALİZ EDEREK YAKITTAN TASARRUF EDEBİLİRSİNİZ.
Interpromedya Haber Merkezi bthaber@interpromedya.com.tr
BMCTürkiye’nin önde gelen ticari araç üreticilerinden BMC, ürettiği araçlara FiloTürk’ün araç verimliliğinde avantaj sunan CANbus paketini bütünleştirecek. Sistem, BMC araçlarından oluşan filo sahibi işletmelere el yakan yakıt tüketiminden ve araç bakımından tasarruf sağlayacak.
Mobiliz’in uzaktan kontrol (telematik) uygulamaları arasında yer alan CANbus destekli ürünler, temel olarak sürücü davranışlarını analiz ederek sürüş tarzının düzeltilmesini sağlayan nihayetinde de daha az yakıt tüketimi daha düşük karbon salınımı sağlayan bir teknoloji.
Araç üzerinde bulunan bir bilgisayar sistemi olan CANbus, motor devir sayısı, toplam tüketilen yakıt, 100 km’de tüketilen ortalama yakıt ve depo yakıt seviyesi gibi çok sayıda bilgiyi takip ediyor ve çevrimiçi tüm diğer araç izleme fonksiyonları ile birlikte web tabanlı sistemi üzerinden raporluyor. CANbus teknolojisinin sunduğu olanaklar, BMC tarafından üretilen yeni nesil araçların altyapısına bütünleştirilecek. Böylece araçlardan alınan veriler, hem filo sahibi müşterilere, hem de BMC servislerine iletilebilecek.
BMC;CANbus ile müşterilerinin araç ve filo yönetim gereksinimlerinin karşılanmasına ek olarak, araç bilgilerini çevrimiçi takip ederek kendi servisleri üzerinden müşterilerine sunduğu kaliteli hizmet portföyünü de genişletmiş olacak.

Cep telefonları kredi kartına dönüşüyor


Interpromedya Haber Merkezi bthaber@interpromedya.com.tr

Cep_telefonlariVisa Europe ve Akbank, Türkiye ve Avrupa’da ilk defa tüm operatörleri kapsayan, telefon cihazından bağımsız temassız mobil ödemeyi hayata geçiriyor. Bu işbirliği ve teknoloji sayesinde Türkiye’de hafıza kartı girişi bulunan telefon sahipleri cep telefonlarına NFC özellikli bir hafıza kartı takarak (micro-SD), cep telefonları ile dünyadaki tüm Visa temassız alışveriş noktalarında mobil ödeme yapabilecekler. Böylece daha çok kişi Visa mobil ödemelerin güvenliğinden ve kolaylığından faydalanabilecek.
Yeni teknolojiyi tanıtmak için düzenlenen toplantıda Akbank Genel Müdür Vekili Hakan Binbaşgil, Visa Europe Bölge Genel Müdürü Berna Ülman, Visa Europe Türkiye Ülke Direktörü Nur Öztin Kurak, Akbank Ödeme Sistemlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mine Könüman ve Visa Europe Mobil Teknolojiler Bölüm Başkanı Mary Carol Harris yer aldı. NFC teknolojisi sayesinde Avrupa’da ve Türkiye’de ilk defa cihaz bağımsız ve tüm operatör abonelerinin kullanımına açık, mobil ödeme teknolojisini tüketicilerin kullanımına sunduklarını anlatan Könüman, yılsonunda hayata geçirmeyi planladıkları bu proje ile temassız ödeme alanında NFC teknolojisine uyumlu cihazların satın alınması gereksinimi ortadan kalkacağını ifade etti. Könüman, “Hafıza kartı kullanımına uygun cihazlara sahip tüketiciler, cep telefonlarını kolayca kredi kartı gibi kullanabilecekler. Ve en önemlisi, bu hizmetten yararlanmak isteyenlerin cep telefonlarını kredi kartı olarak kullanabilmek için, halihazırda abonesi oldukları GSM operatörünü değiştirmeleri, yeni bir SIM kart ya da cihaz satın almaları gerekmeyecek” diye konuştu.

MOBİSAD’dan “İkinci El Cihaz Ticareti ve Elektronik Atık Yönetimi Projesi”


Yusuf Çağlayan yusufc@interpromedya.com.tr (BT haber sayı 783)
Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları Derneği (MOBİSAD) İkinci El Cihaz Ticareti ve Elektronik Atık Yönetimi projesini duyurdu. Projenin ikinci el olarak alınan satılan cep telefonlarının KDV oranlarını yüzde 18’den yüzde 1’e çekilerek bu alışverişin önemli ölçüde kayıtlı yapılan ticaret haline getirilmesi öngörülüyor.
MOBİSAD Başkanı Murat Dursun, Türkiye’de 1994-2009 yılları arasında sinyal alıp veren 130 milyon adetten fazla mobil cihazın satıldığını ve 72 milyon adet cihazın da atıl durumda olduğunu söyledi.
Dursun sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Elektronik Atık Fonu oluşturularak atıl cihazlar bir merkezde toplanabilecek. Cihazlar yetkili kuruluş tarafından elden geçirildikten sonra yurtiçi ya da yurtdışı satılabilecek ve bu sayede devlet vergi geliri elde edebilecek. Aynı zamanda ikinci el cep telefonlarını satan vatandaşlarda bundan para kazanabilecek.”
Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Metin Taş da ekonomik sistemin, alışveriş fişi almayı gereksiz kıldığını söyledi. Taş, “Bu sebeple özellikle ikinci el cep telefonu satışında, dükkanlar yüzde 18 vergi ödemektense yüzde 20 indirim yapmayı tercih ediyor” dedi. Taş, cihazların resmi olarak satılması halinde hem devletin vergi gelirinin artacağını hem de vatandaşların garantili ikinci el cihaz alabileceğini ifade etti. MOBİSAD tarafından proje ile ilgili şu ayrıntılar verildi: “Perakende ve yetkilendirilmiş servis ağı ile toplanan cihazların bakım ve onarımları yapılmış ve garantilendirilmiş bir şekilde yeniden iç ve dış piyasaya arzları mümkün olabilecektir. Yapılan tahminlerle, Proje sadece bu boyutu ile ‘0’ TL vergi geliri olan bir ticaretten devletin yılda 12,4 milyon TL vergi geliri elde etmesine, bu konuda gerekli şartlara haiz yetkilendirilmiş teknik servis ağı ile yaklaşık 800 kişinin istihdam edilmesine, tüketicinin güvenle 2.el cihaz almasına dolayısı ile yeni cihaz ithalatının kısmen de olsa düşürülmesine ve bazı ülkelerde olduğu gibi 2. el cihaz ihracatının kayıt içinde yapılmasına olanak sağlanacaktır.”

Dünyanın etkili üç küresel düşünürü Türkiye’ye geliyor



Interpromedya Haber Merkezi bthaber@interpromedya.com.tr (BT haber sayı 783)
zirveHem iş hem de sosyal yaşam alanlarında dünyayı nasıl bir geleceğin beklediğini anlatacaklar.
4-5 Ekim’de Lütfi Kırdar’da başlayıp 6-9 Ekim 2010’da Tüyap’ta devam edecek Bilişim Zirvesi’10, 4 Ekim’deki Ana Tema Konferansı’nda dünyanın etkili üç küresel düşünürünü ağırlayacak. Kevin Kelly, Charles Leadbeater ve Dennis Anderson; kuralların değiştiği 21. yüzyılın ikinci 10 yılında, “Oyun Yeniden Başlıyor” temasıyla dünyayı nasıl bir geleceğin beklediğini anlatacaklar.
Kaçınılmaz geleceğe nasıl hazırlanabiliriz?
WIRED Dergisi’nin kurucularından ve efsanevi editörü Kevin Kelly, çevreci ve olağandışı bir filozof olarak tanımlanıyor. “Kimse herkes kadar zeki değildir” diyen Kelly’nin “Out of Control: The New Biology of Machines, Social Systems, and the Economic World” kitabı Matrix filmine ilham veren kitaplardan biri olmuştu. Bugün Kelly, yaşamının ana sorusu olan “Yeni teknoloji ortaya çıktığında nasıl düşünmeliyim?” sorusunun yanıtlarını içeren ve ‘What Technology Wants’ adını taşıyan yeni kitabı üzerinde çalışıyor. Bilişim Zirvesi’10’da “Oyun teknolojiyle yeniden başlıyor: Kaçınılmaz geleceğe nasıl daha iyi hazırlanabiliriz?” başlığında konuşacak olan Kevin Kelly, değişen senaryolardaki yeni rolleri anlatacak.
Bulut kültürü ve kütlesel yaratımın gücü
BBC, Vodafone, Microsoft, Ericsson, gibi dünya çapında kurumlara danışmanlık yapan Charles Leadbeater, 2005’te Accenture Yönetim Danışmanlığı tarafından “Yönetim alanında dünyanın en büyük düşünürlerden biri” seçildi. Leadbeater, New York Times’ın verdiği “Yılın en iyi fikrini üreten ödülü”nün sahibi oldu. Bilişim Zirvesi’10’un iş ortaklarından British Council’ın desteğiyle Türkiye’ye gelen Leadbeater, zirvedeki konuşmasında gelecek yıllarda etkisi her alana yayılacak olan “Bulut kültürü ve kitlesel yaratımın gücü”nü anlatacak.
Gelecek 10 yılda CIO’ları neler bekliyor
Birleşmiş Milletler Bilgi ve İletişim Teknolojileri Gelişimi Küresel Birlik Birimi’nde üst düzey danışman olarak görev yapan Dennis Anderson ise, sürdürülebilir gelişim, BT teknolojileri, bilgi politikaları, küresel sayısal farklar, insan-bilgisayar etkileşimi, çokluortam, yapay zeka, matematik, uzaktan eğitim, yeni medya ve e-reklam konusunda araştırmalar yapıyor. Anderson, St. Francis, City, Pace, New York ve Boğaziçi gibi birçok üniversitede eğitmenlik yaptı. Anderson, Bilişim Zirvesi’10’da “Gelecek 10 yılda CIO’ları neler bekliyor” başlığıyla iş dünyası ve teknolojinin gelecekteki beraberliğinin nasıl şekilleneceğini anlatacak.
Bilişim Zirvesi’10, bu yıl Türkiye’nin yanı sıra Makedonya, Yunanistan, Arnavutluk, İran, Irak, Suriye, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Katar gibi ülkelerinden bürokratlar, parlamenterler ve iş adamlarını da ağırlayacak. 10’uncu yılında “Bölgesel Bilişim Zirvesi” misyonuyla yola çıkılan etkinlikte, gelecek 10 yılda da rakiplerinden bir adım önde olmak isteyen iş profesyonellerini çok önemli konular bekliyor. Turkcell’in ana sponsor olduğu Bilişim Zirvesi’10’da 6 bin ziyaretçinin ağırlanması hedefleniyor.
BZ’10 da bu yıl yurtdışı ile yeni iş bağlantıları kurmak için 10’u aşkın çevre ülkeden iş-siyaset dünyasının katılacağı ve işbirliklerinin konuşulacağı Ülkelerarası Parlamenterler Zirvesi ve Devletlerarası E-Devlet Forumu; krizin ardından senaryoların değiştiği dünyada finansal gücü korumak için, bilişimin finans dünyasında yarattığı başarılara ulaşma yollarının anlatılacağı Finansta Bilişim Konferansı; tüm iş süreçlerinin başrolü telekomünikasyon teknolojileriyle fark yaratmak için, güvenlikten verimliliğe kadar birçok önemli konunun işleneceği Telekom Konferansı; elektronik sağlık hizmetleriyle sağlıklı yaşam kalitesinin nasıl artırılabileceği, sektörde dünya uygulamaları ve Türkiye’de yaşanacak değişikliklerin ele alınacağı e-Sağlık/Tele-Sağlık Konferansı; kurumsal rekabette teknolojinin fark yaratan gücünden yararlanmak için, gelecek nesil iş zekâsından iş süreçlerinde maksimum verim için doğru dışkaynak kullanımının anlatılacağı 30’u aşkın İş Çözümleri ve Teknoloji Oturumları ve tüm dünyada ülkelerin yeni gücü olan siber savunma stratejilerini anlamak için Savunmada Bilişim Konferansı düzenlenecek.

Yeşil bilişim raporu 2010

Yusuf Çağlayan yusufc@interpromedya.com.tr (BT haber Sayı:783)

IPCC (Birleşmiş Milletler Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli) çalışmaları küresel sera gazı emisyonunun 1970 yılından bu yana yüzde 70 arttığını gösteriyor. Küresel sıcaklık 1950’den beri yaklaşık 0,5:C arttı (14’ten 14,5’e), deniz seviyesi aynı dönemde 10 cm yükseldi ve kuzey kutbundaki kar tabakası 2 milyon km azaldı. Bilişim sektörü, toplam karbon ayak izinin yaklaşık yüzde 2’sine denk geliyor ve bu oran giderek artıyor.
Hızlı bir biçimde yaşanan bu olumsuz değişim ülkeleri, politikaları ve teknolojiyi de yakından etkiliyor. Bu kapsamda bilişim sektörü de değişime uğruyor. Bu verilerden yola çıkan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Stratejik Araştırma ve Stratejiler Dairesi Başkanlığı Yeşil Bilişim 2010 Raporu’nu yayınladı.
İklim değişikliği, bölgesel ve uluslararası politika ve uygulamalar, Türkiye değerlendirmesi ile öneri ve yol haritasının yer aldığı rapor, bu alanda bugüne kadar yapılan en önemli çalışmalar arasında yer alıyor.
İklim değişikliği ve küresel ısınma konusu başta olmak üzere, insanoğlunun neden olduğu çevresel sorunlar konusundaki hassasiyetin uzun süredir artış eğilimi gösterdiğine değinilen raporda, olumsuz etkilerin azaltılması için özellikle sera gazı salınımlarının kontrol edilmesi ve belirli limitlerin altına çekilmesi yönünde uluslararası boyutta çaba harcandığına dikkat çekiliyor.
Raporda, bilişim sektörünün çevreye etkisi üç seviyede inceleniyor. Birinci seviye etkisi bilişim ürünlerinin tasarımdan üretime ve faaliyetinden yok edilmesine kadar hayat döngüsü boyunca çevreye doğrudan etkisini içeriyor. Doğrudan bilişim ve yaygın kullanımı ile ilgili çevresel konular bu kapsamda değerlendiriliyor. İkinci seviye etkisi ise bilişim teknolojilerinin iş ve günlük yaşamda kullanılması sonucu olarak ortaya çıkan süreç verimliliğindeki artış. Bilişim uygulamalarının, bilişim araç gereçleri tarafından tüketilen enerjinin kat kat fazlasının tasarruf edilmesi için kullanılma potansiyeli bulunuyor.
Üçüncü seviye etkisi ise sistemsel etki ve uzun dönemde ortaya çıkan etki. Uzaktan çalışma, telekonferans, akıllı taşıma sistemi, akıllı ölçüm ve akıllı bina tasarımları gibi uygulamalarda bilişimin sağladığı verimlilik avantajını kullanan insanların ve toplumların davranış kalıplarının değişmesini içeriyor.
Yeşil Bilişim Strajesi belirlenmeli
Yeşil Bilişim 2010 Raporu’nda yer alan öneriler bölümünde ise “Yeşil Bilişim Stratejisinin” belirlenmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Genel politika önerileri kısmında dikkat çeken bazı başlıklar ise şunlar:
- Kullanılacak bilişim cihazlarında aranacak yeşil bilişim özelliklerinin olması
- Yeşil ekonominin temellerinin atılması ve küresel ekonomik kriz ile mücadelede çevreci ekonominin canlandırılması
- Çevreci bilişim ve bilişim uygulamaları için Ar-Ge ve yenilikçilik teşviklerinin ve fonlarının oluşturulması
- Devlet alımlarında yeşil bilişim koşulunun gözetilmesi
- İşletmecilere kullandıkları cihaz ve altyapılar ile sundukları hizmetlerde yeşil bilişim önceliklerini takip etmeleri için yükümlülükler getirilmesi
- Bilişim sektörüne özgü “Sera Gazı Envanter Çalışması” yapılması
- Bilişim cihazlarından ortaya çıkan salınım miktarının ölçümlenmesi
- Bilişim teknolojilerinin katkısıyla azaltılabilecek sera gazı salınım miktarı belirlenmesi

Genel politika önerilerinin yanı sıra kamu kurum ve kuruluşları tarafından alınabilecek önlemlere de değinilen rapordan bazı önlemler şunlar:
- Tüm kamu kurum ve kuruluşlarının yeni bilişim ekipmanları satın alımı esnasında belirlenen karbon salınımı standartlarını gözetmesi,
- Karbon salınımını azaltacak uygulamaların belirlenmesi ve tüm kurumlar tarafından uygulanması:
• Bilgisayar ve dizüstü bilgisayarlar için
- Aktif ekran koruyucularının kaldırılması
- 5 dakika içinde kullanılmaması durumunda bekleme konumuna geçmesi
- Ofis saatleri dışında bilgisayarların kapatılması
- Artık ihtiyaç duyulmayan ancak çalışır durumda olan cihazların gözden geçirilmesi ve yeniden değerlendirilmesi
- Düşük enerji tüketen işlemcilerin ve verimli güç kaynaklarının tercih edilmesi
• Diğer ofis ekipmanları için:
- Ofis saatleri dışında yazıcı, faks makinesi gibi cihazların kapatılması ya da kullanılmadığı zamanlarda enerji tasarruf moduna ayarlanması,
- Yazıcıların varsayılan olarak arkalı önlü ve siyah beyaz çıktı alacak şekilde ayarlanması.
- Yazıcı sayısının azaltılması
- 2030 yılı itibariyle tüm kamu kurum ve kuruluşlarında kullanılan bilişim ekipmanlarının karbon salınımını en aza indirerek “Karbon Nötr” bir sektör haline gelmesi.