GIS UZMANLARI BULUŞMA YERİNE HOŞGELDİNİZ.

GIS UZMANLARI BULUŞMA YERİNE HOŞ GELDİNİZ.
Bu blog ile; 1995 yılından bu yana yaptığım çalışmalardan elde ettiğim know-how'u tüm gis kurucuları ve yöneticileri ile paylaşmak ve ülkemizde oluşan kavram karmaşalarına tecrübelerime dayanarak açıklık getirmek ve ortadan kaldırmak istiyorum. GIS ya da kent bilgi sistemi kurmanın ve sonuçta bir kenti akıllandırmanın sanıldığı kadar basit olmadığını, yapılan hatalar ve doğruları ile birlikte ortaya koymaya çalışıyorum. Hepinizi bu çabaya katkı sağlamaya davet ediyorum.
Sonuçta kenti kablolu ya da kablosuz bir network ile kapsamanın akıllı kent için yeterli olmadığını, elektrik, gaz, su, kanalizasyon v.b altyapılar ile trafik, ulaşım, sağlık, enerji, istihdam yönetimi, afet kurtarma ve erken uyarı sistemleri, eğitim, güvenlik v.b. unsurların da akıllandırılması ve entegre çalışmaları gerekir. Makro düzeyde geleceğe yönelik tehditler, ihtiyaçlar ve bunlara karşı alınacak tedbirlerin planlanması da unutulmamalı tabi...

29 Kasım 2010 Pazartesi

TÜRKİYE’DE e-DEVLET ALANINDA ÖNCÜ ÇALIŞMALAR

İSTANBUL'DA KBS ÇALIŞMALARI

Bu bölümde İstanbul Büyükşehir Belediyesinde Coğrafi Bilgi Sistemi ile ilgili çalışmalara şöyle bir göz atıp sistemin irdelemesi yapılacaktır. Bu irdeleme sırasında İbb Bilgi İşlem Koordinasyon Müdürlüğü, KBS veri modeli ve veri standartları Komisyonu’nun Mart 2004’de tamamladığı KBS veri modeli ve veri standartları konulu raporundan faydalanılmıştır.
İBB KBS çalışmalarının tarihçesi:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Bilgi Sistemi kurulması çalışmalarına 1987 yılında Bilgi İşlem Merkezine bir bilgisayar sisteminin kurulması ile başlanmıştır. Bu sistem donanımı içerisinde, bir ana bilgisayara bağlı, grafik ve grafik dişi çalışma olanağı sağlayan çalışma istasyonları, “mevcut çizimleri bilgisayar ortamına geçirmek” diye tanımlayabileceğimiz sayısallaştırmayı sağlayan manyetik yüzeyli masa ve tabletler, hava ve yer fotoğrafları üzerinde görülen detayları sisteme grafik olarak aktarabilen aletler, yapılan çalışmaları kâğıda aktaran çiziciler ve yazıcılar bulunmakta idi. Asil proje diye anılan çalışma kapsamında, İstanbul Metropoliten alan sınırları içerisinde fotoğrametrik yöntemle toplam 980 kilometrekarelik alanın hâlihazır haritaları üretilmiştir. Daha sonra asil projenin prototipi olarak, tasarımda meydana gelecek eksikliklerin ve yanlışlıkların daha kısa sürede anlaşılıp düzeltilebilmesi için eğitim ve deneme amaçlı bir pilot proje başlatılmış ve pilot bölge olarak Avcılar bölgesi seçilmiştir. Bu pilot bölge üzerinde; kadastral paftalar sisteme aktarılmış, mülkiyet verileri bilgisayar ortamına aktarılmış ve kadastral paftalarla ilişkilendirilmiş imar durumu formları ve imar plan paftaları sisteme aktarılmıştır. Yapılan uygulama ve çalışmalar sırasında birçok sorunlarla karşılaşılmış, deneme amaçlı hazırlanmış bu veritabanının İstanbul gibi büyük ve karmaşık bir yapıya sahip kent için yetersiz olduğu görülmüştür. Bu sebepler dolayısıyla 1993 yılı itibari ile yeni bir bilgi sistemi yapısı kurulmaya ve eldeki verilerin güncelleştirilmesi çalışmalarına başlanmıştır. 1992 yılında Nazım Plan Çalışmalarına altlık olacak Arazi Kullanım Bilgilerinin Sisteme aktarılması çalışmaları yapılmış, bu çalışmalarda konut ve konut dişi tüm kullanım fonksiyonları belirlenmiştir. Ancak bu bilgilerin sayısal ortamda güncelliği sağlanamamıştır. 1994 yılından itibaren 1400 kilometrekarelik alanda Sayısal Haritaların güncelleştirme çalışmalarına Harita Müdürlüğü bünyesinde başlanmış, halen güncelliği korumak amacıyla çalışmalar periyodik olarak devam etmektedir.
İBB’de ilk olarak 1987 ‘de başlayan Coğrafi bilgi sistemi kurma çalışmalarında istenen hedefe ulaşılamamıştı. Bundan sonra İBB bünyesindeki her birim kendi imkânları ile kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla küçük küçük sistemcikler kurmaya başlamışlardı. Bu süreç sonucunda kurulan bu sistemciklerin yetersiz olduğu anlaşılmış ve yeni, kompleks ve ortak bir sistem kurma ihtiyacı hâsıl olmuştu. Bu nedenle İBB 1999 yılında KENT BİLGİ SİSTEMİ kurma çalışmasına yeniden start verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinde Coğrafi Bilgi Sistemi ile ilgili gerçek anlamdaki çalışmalara, Coğrafi Bilgi Sistemi yazılımları Arcview ve ArcInfo yazılımlarının alımıyla Mayıs 1999' da başlamıştır. 2000 yılında yapılan BAKIRKÖY ilçesindeki pilot proje çalışmalarına, 2001 yılında BAHÇELIEVLER ilçesi de dâhil edilmiştir. Bu iki bölgedeki pilot çalışmalar ve TDA tarafından hazırlanan, Coğrafi Bilgi Sistemi Fizibilite Raporu da dikkate alınarak, 2002 yılında Sistemin tasarım çalışmaları tamamlanmıştır.

TDA Coğrafi Bilgi Sistemi Fizibilite Raporu nedir?
İstanbul Coğrafi Bilgi Sistemi Fizibilite Raporunun hazırlanmasının finansmanı, Birleşik Devletler Ticaret ve Geliştirme Birimi (Trade and Development Agency-TDA) tarafından karşılanmıştır. Bu çerçevede Aralık 1999 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Daire Başkanlıkları, Müdürlükleri ve ISKI, IETT, IGDAŞ gibi bağlı birimlerin "Coğrafi Bilgi Sistemi" (CBS) kullanım ihtiyaçlarını tanımlamak, temel kavramları ve fikirleri ortaya koymak, sistem kurmanın esaslarını belirlemek, finansman dâhil uygulama stratejisini tespit etmek amacıyla bir "Fizibilite Raporu" hazırlanmıştır.

Sistem tasarımı çalışmaları:
Verinin tek bir merkezde belirli bir yapıda toplanarak sunulmasını amaçlayan sistemin, tasarım çalışmaları sürecinde, Bilgi İşlem Koordinasyon Müdürlüğünden 2, Harita Müdürlüğünden 1, Planlama ve İmar Müdürlüğünden 2, Şehir Planlama Müdürlüğünden 2 elemanın katılımıyla “CBS Veri Modeli ve Veri Standartlarını Araştırma Komisyonu”, kurulmuş, Bu komisyonun yoğun bir araştırma ve görüşmeler neticesinde hazırladığı veri standardı ve veri modelinin uygulanmasına karar verilmiştir.
Bu karara göre ilk bakışta İstanbul un tüm ilçe ve alt kademe belediyelerinin (Beldelerin) ortak verilerinin bir havuzda toplanmak suretiyle buradan İstanbul un tüm idarecilerinin ve vatandaşların faydalanmalarına sunulması planlandığı anlaşılmaktadır. Tabi bunun böyle olmadığı, komisyonun sadece Büyükşehir belediyesinin kendi iç ve dış müdürlükleri ile kendi bünyesindeki bazı belediye iktisadi teşkilatlarını (şirketleri) baz aldığı rapordan anlaşılmaktadır.
İBB işe kendi iç ve dış birimlerinin kullandıkları ve diğer birimler ile paylaştıkları verilerin envanterini çıkarmakla başladı. Bu ortak bir sistemde birleştirebilmek için bir veri standardı oluşturmak istediler. Bunun için şunlardan faydalandılar:
  • İstanbul Büyükşehir Belediyesi CBS Fizibilite Raporu
  • İstanbul Büyükşehir Belediyesi Müdürlük Analizleri
  • Ulusal Bilgi Sistemi (T.C. Başbakanlık Yönetim Bilişim Sistemi Merkezi)
  • Üniversitelerdeki (I.T.Ü/ Y.T.Ü/K.T.Ü) çalışmalar
  • Büyük Ölçekli Harita ve Harita Yapım Yönetmeliği (Harita Kadastro Müh. Odası)
  • Harita Genel Komutanlığı çalışmaları
  • CBS konusunda uygulama yapan şirketler
  • CBS konusunda yayınlanan yerli ve yabancı eserler
Bu sırada bir yandan da Büyükşehir Belediyesi’nin; 
  • Altyapı Koordinasyon Müdürlüğü
  • Bilgi İşlem Koordinasyon Müdürlüğü
  • Harita Müdürlüğü
  • IGDAŞ
  • ISKI
  • Mesken ve Gecekondu İşleri Müdürlüğü
  • Planlama ve İmar Müdürlüğü
  • Boğaziçi İmar Müdürlüğü
  • Şehir Planlama Müdürlüğü
  • Trafik Müdürlüğü
  • Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğü
  • Yerleşmeler ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü
  • Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü
  • Zemin ve Deprem İnceleme Müdürlüğü                
Gibi çeşitli birimlerinde;
  • Kadastro Haritaları,
  • Topolojik Hâlihazır Haritalar,
  • Ortofoto Haritalar,
  • Jeoloji Haritaları,
  • ISKI-IGDAŞ Hatları ve Şebeke Bilgileri,
  • Ulaşım Hatları ve Ulaşım Bilgileri,
  • Mülkiyet Bilgileri
  • Afet Bilgi Sistemi verileri,
Gibi verileri kullanarak;
  • Sistem Kurma Çalışmaları
  • Afet Bilgi Sistemi Çalışmaları
  • Akıllı Güzergâh Sorgulaması
  • Belediye Birimlerinde kullanılan CBS ve CAD yazılımlarının
Güncellenmesi
  • İstanbul Kent Haritası
  • Trafik Yoğunluk Haritası
  • Belediye birimlerine uygulama programlarının yazılması
Gibi çalışmalar birbirlerinden bağımsız olarak sürüyordu.
Bilgi işlem koordinasyon müdürlüğü “CBS Veri Modeli ve Veri Standartlarını Araştırma Komisyonu” hâlihazırda bir şekilde işleyen bu sistemlerin birbirleriyle haberleşebilmeleri ve veri transferi sağlayabilmeleri için İ.B.B. iç ve dış birimlerine çeşitli eğitimler vermiş ve altyapı desteği sağlamıştı.
Öte yandan Büyükşehir Belediyesi olarak;
İlçe Belediyeleri, Tapu ve Kadastro Müdürlükleri, TEDAŞ, BEDAŞ, TÜRK TELEKOM v.b
Gibi kamu kurum ve kuruluşlarının da entegrasyonunu sağlamak için gerekli analiz ve tasarım çalışmalarına başlanmıştı. İlk etapta 27 ilçeyi ziyaret ettiler. Bu ziyaretlerde hem İ.B.B.deki mevcut durum anlatıldı, hem de ilçe belediyelerinin şu andaki durumları incelendi.
İBB birimleri dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarının İ.B.B. tarafından yürütülen Kent Bilgi Sistemi çalışmalarına entegre olabilmesi, internet üzerinden uygulama programlarının kullanılabilmesi ve veriye uzaktan erişimi sağlayan ArcGIS Engine, ArcGIS server yazılımları alınarak bunlar üzerinde uygulama programlarının yazılımına başlanmıştı.
            Son paragrafta anlatılan çalışma haricindeki her şey İBB’nin kendi bünyesinde bir sistem kurma ve bu sistemdeki verileri bir standarda kavuşturma çalışması olarak dikkat çekmektedir.
            Buraya kadar her şey çok güzel.  Ama dikkat edilmesi gereken bir husus var. Tüm bu analizler sırasında İBB aslında –Her ne kadar Kent Bilgi Sistemi deseler de- Coğrafi bilgi sistemi üzerinde durmuşlar, Yönetim Bilgi Sistemlerinin de CBS ile birlikte olması gerektiğini gerçeğini hiç dikkate almamışlardı. Ve en önemli nokta da burasıdır. Çünkü stratejik planlama için bu ikisinin bir arada ve entegre çalışması gerekmektedir.


KADIKÖY BELEDİYESi:
               İstanbul'da ilk KBS çalışmalarına Kadıköy belediyesinin çalışmaları da katılabilir. Çünkü Kadıköy belediyesinde de bazı ilk uygulamalar yapılmıştır. İstanbul'daki ilk ilçe belediyesi KBS çalışması olmasının yanında internet üzerinden ilk vergi tahsilatı Kadıköy belediyesince yapılmıştır. 
       Bu başarının yanında KBS projesinde aksayan yönlerde olmuştur. Ancak Kadıköy belediyesi, yaşadığı tecrübelerle bu aksaklık ve eksiklikleri gidermeye çalışmakta ve bunu da başarmaktadır.


KARTAL BELEDİYESİ:
              Kartal belediyesi e-belediye çalışmalarına 2003 yılında benim girişimimle başlamıştır. 4734 sayılı kamu ihale yasası yürürlüğe girdikten sonra Kartal belediyesinde yapılan ilk ihale olma özelliğini taşıyan bir ihale ile coğrafi bilgi sistemi tarafımdan kurulmuştur. İhale de bizzat tarafımdan yapılmıştır. 
               2004 yerel seçimlerinden sonra benim bilgi işlem müdürlüğüne şef olarak atanmamdan sonra sistemi harita müdürlüğü bünyesinden bilgi işlem müdürlüğü bünyesine taşıdım ve daha da geliştirme imkanı buldum.
          İlk altlık sayısallaştırması, ilk kent rehberi, ilk imar durumu hazırlama gibi uygulamalar yapıldı. Akabinde kent rehberi ve e-imar durumu internete açıldı. Türkiye'de ilk kez kiosklardan termal yazıcılar ile a-5 boyutlarında e-imar durumu çıktıları verildi (2007). (Bu uygulama örnek alınmak üzere İngiliz firmalar tarafından İngiltere'ye götürülmüştür).Avrupa'da ilk defa cep telefonu üzerinden metin ve grafik bir arada olmak üzere imar durumu verildi (2009).


FATİH BELEDİYESİ: 
             Her ne kadar Fatih belediyesi, ilk e-imzayı (Dijital imza)   kendisinin uyguladığını söylese de, Bu Kartal belediyesi tarafından daha önce yapılmıştı. Ancak basın yoluyla lanse edilmedi. Fatih belediyesi'de Kartal'a çok yakın bir zamanda e-imzayı devreye aldı ve çok  iyi de reklamını yaptı. Bu konudaki başarılarını kutlamak gerekiyor.  Zira bu devreye alınan e-uygulamaların halk tarafından öğrenilmesi ve kullanılması açısından oldukça önemlidir. Verilen hizmetleri halka iyi tanıtmalı ve kullanmaları teşvik edilmelidir. Fatih belediyesinin bu çalışmaları oldukça başarılıdır. 
             Fatih belediyesi pos makineleri ile pdayı birleştiren bir çalışmaya da imza atmıştır.  Bu şekilde sahada çalışan ekiplerin hem ceza ve vergi tahsilatlarını yapabilmelerini sağlamıştır. Pda kısmının olanakları ile merkezi sunuculara bağlanan memurlar, buradan edindikleri bilgiler ışığında pos makinesi kısmının imkanlarıyla da kredi kartı ile tahsilat yapıyor ve yine pos makinesinin yazıcısı ile de makbuz düzenleyebiliyorlar.


               İstanbul'da şu anda neredeyse bütün belediyelerin öyle ya da böyle bir KBS uygulaması var. Ancak bunların çoğu henüz emekleme aşamasında ve yeni bir e-hizmet yok. Yeni bir proje yok. Hepsi birbirinin uyguladığı uygulamaları alıp kuruyor ve kullanıyor. Yeni bir proje geliştirmiyor. Halk (Paydaşlar) ise yeni e-hizmetler üretilerek hayatlarının daha da kolaylaştırılmasını bekliyor. Bu alanda yapılacak daha çok iş var. Çok çalışmamız lazım çook!!!


             Azmi GÜN (e-yönetişim uzmanı)

e-YAPILANMADA YENİ YAKLAŞIMLAR

BELEDİYECİLİK HİZMETLERİNİN
CEP TELEFONLARI (GSM ŞEBEKELERİ) ÜZERİNDEN VERİLMESİ

           Kartal belediyesinde yaptığımız e-belediyecilik çalışmaları neticesinde halkın ihtiyaç duyduğu her hizmeti her zaman ve her yerden alabilmesi için teknolojinin tüm nimetlerinden faydalanabilir hale geldik. İnternet üzerinden birçok belediye bir çok hizmeti halkının kullanımına sunmuş durumda, ama herkezin bilgisayarı yok ve ya olsa bile her yere taşıma imkanı yok. Ama cep telefonu kişinin yanından ayırmadığı bir aksesuar haline gelmiştir. Dolayısıyla cep telefonu üzerinden verilebilecek hizmetler nerede olursa olsun vatandaşın ulaşabileceği bir yerde olacaktır. Zira gsm operatörlerinin yaptığı yatırımlar neticesinde cep telefonlarının kullanılamadığı yer de neredeyse yok gibi.
             İşte bu nedenle Kartal'da gsm belediyeciliğini hayata geçirmek istedim. Bu amaçla hazırlamış olduğum proje ihale edildi ve kurulumları tamamlandı.

 NOT: Ne var ki, mart 2009 yerel seçimlerinden hemen önce kurulumları tamamlanan sistemin devreye alınması ve tanıtımı yeni yönetime kaldı. Ancak yeni yönetim hala  bu sistemi devreye alıp halkın hizmetine sunamadı (Bu gün 28/06/2010 ve tam 15 ay geçmiş). 
Bu sistemde bazı belediyecilik hizmetleri ile bilgi hizmetlerini cep telefonu üzerinden kartallılara ulaştırabiliyoruz. MOBİL BELEDİYECİLİK sistemi olarak bilinen bu CEP TELEFONU BELEDİYECİLİĞİ sistemi ilk uygulayan değiliz ama dünya çapında bazı ilkleri içeriyor. Özellikle İBB olmak üzere bazı belediyeler de bu sistemi kurmuşlardır. Ancak benim kurduğum sistemde verilen bir çok hizmet verilememektedir. Basit bilgilendirme hizmetlerini içermektedir. Ve dar bir anlam ile yanlış bir kullanımla cep belediyeciliği adı kullanılmaktadır. Bu da bana göre yanlış bir isimlendirmedir. İnternet üzerinden verilen hizmetler bütününe e-belediyecilik denildiği gibi gsm şebekeleri üzerinden verilen hizmetlere de gsm belediyeciliği denilmesi daha doğrudur. Zira internetten verilen hizmetler için bilgisayar belediyeciliği gibi bir isim kullanılmıyor. Burada da cep belediyeciliği kullanılması yanlıştır.
GSM belediyeciliği sistemi üzerinden sunulabilen bir çok hizmetten öne çıkanlar aşağıda özetle tanıtılmıştır. Bunlar:
MOBİL İMAR DURUMU: Cep telefonu 3G/GPRS üzerinden ada/parsel girmek suretiyle imar durumunu hem grafik hem de ayrıntılı tekst bilgileri şeklinde alınabiliyor. Bu dünyada bir ilktir. Bu uygulamanın cep telefonlarına taşınması için verdiği ücretsiz ve koşulsuz destek için, ULUSAL CAD VE GIS ÇÖZÜMLERİ A.Ş. marmara ve ege bölge müdürü Sn. Ufuk BALCI ve mesai arkadaşlarına teşekkür etmeyi Kartal halkı adına bir borç biliyorum.
BORÇ SORGULAMA VE KREDİ KARTI İLE ÖDEME: Bu uygulama ile cep telefonundan vergi borcu sorgulanıp kredi kartı ile ödenebiliyor. Bu sistem 128 bit ssl ile korunuyor. Türkiye'de ilktir.
ŞİKAYET/ÖNERİ: Şikayet ve öneriler resim de çekilerek eklenip anında gönderilebiliyor ve takip edilebiliyor.
ÖNEMLİ TELEFONLAR VE REHBER: Kartalda bulunan önemli kurumlar ile tüm okul ve hastanelerin adres ve telefonları, bu kurumların haritaları ve o kuruma nasıl ve hangi araçlar ile gidilebileceği ve bu araçların güzergâhları yer alıyor.GSM üzerindeki uygulamalarda örneğine rastlayamadık.
ETKİNLİKLERE ON-LİNE REZERVASYON: Belediyenin sosyal etkinliklerinden biletli olan ve koltuk sayısına göre ziyaretçi kabul edebilen sinema, tiyatro ve seminer gibi gösterilere on-line olarak bilet ayırtmak mümkün. Ayrıca bu rezervasyon için cep telefonuna bir barkod da gönderilebilmekte ve salonların girişindeki barkod okuyucusuna cep telefonunun ekranındaki barkod gösterilerek salona giriş yapılabilmektedir. Bu da örnek bir uygulamadır.
ADRES BULMA: Diyelim ki; açık öğretim sınavlarına gireceksiniz. Ama okulun yerini bilmiyorsunuz. Okulun adını okullar menüsünden buluyorsunuz. Adres ve telefonunu ekranda görüyorsunuz. İsterseniz hemen arama tuşuna basıp okulu arayarak yardım alabilirsiniz. Ya da, bana okulun haritadaki yerini göster diyebilirsiniz ve telefonunuz gösterir. "Peki ben buraya nasıl giderim" derseniz, telefonunuz size, aradığınız okula gidebilmek için kullanabileceğiniz toplu taşıma araçlarının tamamını sunacaktır. (Otobüs, Minibüs, Dolmuş...). "Tamam da, "bana en yakın otobüs durağını bilmiyorum ki" derseniz, telefonunuz o konuda da sizi yönlendirecektir. Hatta otobüs hareket saatlerini de isterseniz ekranınıza getirecektir.
KULLANIM: Şimdilik Türkcell ve vodafone kullanıcıları mobil yazarak 5519' sms atarak java uygulamasını cebine indirip kullanabiliyor. Uygulama çoğunlukla çevrim dışı çalışyor ve sadece interaktif uygulamalar çin internete bağlanıyor. (M-imar durumu ve borç sorgulamak gibi)
Bu sistemi daha iyi tanıyabilmek için ekran görüntülerini de buraya ekliyorum. Bunlar ilk akla gelen uygulamalar. Belediyelerin ve yöneticilerinin yetenek ve vizyonuna bağlı olarak bu hizmetlerin sayısını artırarak daha fazla hizmeti cep telefonlarına taşımak mümkün olabilir.

Kartal için geliştirdiğim uygulamayı linki tıklayarak inceleyebilirsiniz.

BİLGİ SİSTEMLERİ VE KARAR DESTEK SİSTEMLERİ İLİŞKİSİ


Nasıl ki kent bilgi sistemi ile alt bileşenleri olan coğrafi bilgi sistemi arasında bir kavram karmaşası varsa bilgi sistemleri ile karar destek sistemleri arasında da benzer kavram karmaşası vardır. Her ne kadar bilişim çevresinde bilgi sistemleri ile karar destek sistemleri ayrı ayrı ele alınıp farklı sistemlermiş gibi değerlendirilse de bunu ticari bir kaygı olarak değerlendiriyorum. Neticede birileri bilgi sistemleri geliştirirken bazı firmalar ve şahıslar da, geliştirilen bu sistemlerin raporlama açıklarını bulmuş ve bunları bir paket haline getiren yazılımlar geliştirerek “karar destek sistemi” adıyla piyasaya sürmüşlerdir. İşte kaygı buradadır. Çünkü zamanla bilgi sistemleri geliştirenler bu raporlama açıklarını kapatmışlardır. Ve bu durumda karar destek sistemlerinin yaptığı işleri aslında tüm bilgi sistemlerinin yaptığı öğrenilirse müşteriler, “neden iki kez para ödeyelim ki” mantığını yürütecekler ve karar destek sistemi geliştiriciler müşteri kaybedeceklerdir.
Neden böyle bir sav öne sürüyorum?
Önemli olan konu aslında, bilgi sistemleri ile karar destek sistemlerinin aynı şey olduklarıdır. Daha doğrusu tüm bilgi sistemlerinin aslında birer karar destek sistemi olduğudur. Yapıları gereği bilgi sistemlerinin asıl yaptığı iş; çevrede ve kurumda var olan tüm verilerin toplanması, depolanması, sınıflandırılması ve istenilen kriterlere göre analiz edilmesi sonucunda oluşan raporlar ile tepe yöneticilerinin ihtiyaç duydukları konularda doğru karar verebilmelerini kolaylaştırmaktır. Yani karar vermelerine destek olmaktır. Bu durumda bilgi sistemleri zaten birer karar destek sistemleridir.

KAMU HİZMETLERİNDEKİ DEĞİŞİM VE e-SİSTEMLERE YÖNELİŞ


Bu gün e-devlet uygulamalarının fark edilen en büyük avantajlarından biri de devlette denetimin ve kontrolün web zerinden sağlanabilmesidir. İş ve işlemler ile kurumların yaptığı faaliyetler, iş süreçlerinin etkin işleyip işlemediği ve daha birçok şey hem yerel yönetimlerin kendi birimleri arasında hem de merkezi yönetimin (devletin) yerel yönetimleri takip ve kontrolü açısından web üzerinden takip edilebilmektedir. Ayrıca yerelde kurumların bazıları kağıt ortamında tozlu raflarda bazıları masa üstü bilgisayarların disklerinde ve çok azı da merkezi sunucularda tutulan kurumsal verilerin devlet tarafından merkezi olarak takip edilebilmesinin tek yolu olarak ta e-devlet uygulamaları olarak görülmektedir.
Bu durum devleti, devletin alt birimlerini (Kitleri) ve belediyeleri elektronik ortama çekmiştir. 59. Hükümet döneminde Avrupa birliği tam üyelik müzakere sürecinin de başlamasından sonra e-devlet çalışmaları hızlanmıştır. Bu amaçla 2003 yılında e-Dönüşüm Türkiye Projesi hazırlanmış ve kısa dönem eylem planları yayınlanmıştır. Bu konuyla yakından ilgilenmek ve bu çalışmalarda koordinasyonu sağlamak üzere e-dönüşüm Türkiye istişare kurulları oluşturulmuş ve çalışmaları bakanlık düzeyinde takip edilmeye başlanmıştır. 
Konunun sadece merkezi hükümetle ilgili olmadığı anlaşıldığından yereldeki tüm kamu kurumlarını da kapsayan 2005/20 sayılı birlikte çalışabilirlik genelgesi yayınlanmıştır. Bundan sonra bir dizi genelge daha yayınlanmış ve özellikle de mevzuatta ciddi değişikliklere gidilerek elektronik ortamda çalışma teşvik edilmiştir. Bu şekilde birlikte çalışabilirlik kriterleri standart hale getirilmeye ve kurumların da bu standartlara uymaları teşvik edilmeye çalışılmıştır. Belediye ve büyükşehir belediyeleri yasaları başta olmak üzere değiştirilen yasalar ile de kurumlar birlikte çalışabilirlik kriterlerine uymaya zorlanmışlardır.
5393 sayılı Belediye kanuna, 13/07/2005 tarih ve 25874 Sayısalı Resmi Gazetede yayımlanan değişiklik ile “belediyeler … ; coğrafî ve kent bilgi sistemleri;… geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır…” ifadesi eklenmiştir. (madde 14/a)
Belediyeler aslında gelişmelere daha hızlı ayak uydurmuş ve e-belediye çalışmalarını başlatmışlardır. Özellikle büyük ve kalabalık kentlerin belediyeleri bu konuda önemli gelişmeler sağlamış ve e-belediyecilik alanında lokomotif olmuşlardır. Bunda bütçelerinin büyüklükleri ve altyapı imkânları da önemli rol oynamıştır tabii. Buna imkân veren bir diğer özellikleri de, belediyelerin karar mekanizmalarının kolay ulaşılabilir ve hızlı çalışır olmasıdır. Kitlerde ve merkezi idarelerde bu durum tam tersine kurumların ayağına bağ olabilecek kadar karmaşık ve hantal olabilmektedir.
Yöneticilerinin siyasi yapılarından dolayı halkı memnun etme ihtiyacı belediyeleri elektronik hizmetlerini her geçen gün artırmaya teşvik etmektedir. Belediyeler arasında bu alanda bir yarış dahi söz konusudur. Bu yarış halkın lehine sonuçlar doğurmaktadır. Bunun sonucunda kentlerde her geçen gün hayat daha da kolaylaşmakta ve hizmetlerin ulaşılabilirliği artmaktadır. Bu durum hizmetlere ulaşım sürecini de kısaltırken belediyelerin süreçlerini de kısaltmakta, personel sayılarını ve tabii maliyetlerini de azaltmaktadır. Daha az personel ile daha hızlı ve verimli hizmetler vermeye başlayan belediyelerin başkanları da halktan bu nispette iyi not alabilmektedir.
Belediyelerin hizmet alanları çok geniş ve çeşitlidir. Hemen her alanda vermesi gereken bir hizmet vardır. Bu özelliğiyle vatandaş doğumdan itibaren ölümüne kadar belediye ile muhataptır. Belediyelerin sunduğu hizmetler iki grupta ele alınabilir.
1.    Yol, su, asfalt, kanalizasyon şebekeleri, çöp toplama ve çevre temizlik işleri, veterinerlik hizmetleri gibi.
2.    Vergi ve borç tahsilatı, beyan alma, dilekçe alma, kültürel faaliyetler, eğitim faaliyetleri, hizmet ve bu hizmetlerden faydalanma şekil ve yollarının öğretisi ve tanıtımı gibi hizmetler.
Birinci gruptaki hizmetler bir fiil belediyenin ilgili birimleriyle ve gerekiyor ise vatandaşın da yine bir fiil iştirakiyle gerçekleştirilebilecek türdendirler. Başka türlü bu hizmetler üretilemez ve sunulamazlar. Bunlar belediyelerin, mevzuatla kendilerine verilen ve belediye olmakla doğrudan üstlenmiş oldukları kaçınılmaz görevleridir. İkinci gruptaki hizmetler ise belediyelerin sokağa/sahaya çıkmadan masa başında planlayıp üretebileceği ve bizzat vatandaşın belediyenin ilgili birimlerine iştirakiyle verebilecekleri hizmetlerdir. Belediyelerin sundukları bu hizmetlerden faydalanmak isteyen ya da buna mecbur olan vatandaşlar normalde belediyenin ilgili birimlerine şahsen gitmek durumundadır. Bu birimlerde çoğu zaman da sıra (Halk dilinde yerleşik şekliyle kuyruk)  beklemek zorunda kalırlar.
Evvel zamanda birinci grupta örnekleri yer alan hizmetlerin birini dahi alabilen vatandaş kendini şanslı kabul edip belediyesinden memnun olurken, bu gün bu hizmetlerin belediyenin asli görevi olduğunu ve yapmak zorunda olduğunu kabul edip artık bunlardan farklı hizmetleri de sunmalarını beklemektedir. Belediyelerinden yeni hizmet çeşitlilikleri beklemektedirler. Sahip oldukları oy potansiyelini de bu beklentilerini gerçekleştirilmesi yolunda silah olarak kullanmaktadırlar.
Bu nedenle belediyelerde artık birinci gruptaki hizmetleri mecburen yerine getirmek zorunda oldukları görevleri olarak kabul etmekle kalmayıp bununla birlikte bu gün ikinci gruptakileri bile asli görev olarak kabul etmişlerdir. Özellikle büyük şehirlerde belediyeler, bu hizmetlerin dışında yeni hizmet alanları keşfedip bunlarla halkın karşısına çıkma konusunda yarış halindedirler.
Bu hizmetleri bulup halka sunulabilir hale getirmek te belediyelere ilave ar-ge maliyetleri getirmekle birlikte yeni ve pahalı teknolojik yatırımlar yapmak zorunda bırakmıştır. Türkiye’ye teknolojik gelişmelerin dünya geneline göre daha geç gelmesinden dolayı bu nedenle Türk milletinin teknolojiye aç olması ve bu açlığın da özellikle elektronik ürünler ve bunların da başında bilişim teknolojileri gelmesi nedeniyle yatırımlar da genelde IT sektörüne yönelik olmaktadır. Diğer teknolojik ihtiyaçların da özellikle kontrol ve takiplerinin bilişim sistemleri ile mümkün olması bu eğilimi artırmaktadır. Dolayısıyla halkın değişik hizmet beklentileri yeni IT yatırımlarını tetiklemekte ve belediyeleri buna teşvik etmektedir.
Yeni hizmet talebinin yanında vatandaşın belediyelerden önemli bir beklentisi daha vardır. Bu da özellikle büyük kentlerde ortaya çıkan kuyruk çilesine bir çözüm bulunmasıdır. Bu sorun nüfusun fazlalığından kaynaklanan bir sorundur. Küçük yerleşim merkezlerinde bu sorun neredeyse yok gibidir. Anadolu’da bir ilçede belediye başkanıyla ya da kaymakam ile neredeyse kanka gibi tanışırken, büyük şehirlerde belediye başkanının ya da kaymakamın yüzünü görememiş vatandaşlar oldukça fazladır.
Nüfusun yoğunluğunun getirdiği bu kuyruk çilesine çözüm yine bilişim teknolojilerinden gelmektedir. İşte bu çözümün adı “e-belediyecilik sistemi”dir. Direk olarak e-belediyecilik diye zikrettim çünkü kent bilgi sistemi (KBS) ve alt bileşenleri olan Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS-GIS) ile Yönetim Bilgi Sistemleri (YBS-MIS) daha ziyade kurum içinde kullanılmakta ve nimetleri, vatandaş belediyeye şahsen geldiğinde kullanılabilmektedir. Uygulamada bu böyledir maalesef. Bunun vatandaşı belediyeye getirmeden uygulanabilir şekli ise e-belediyeciliktir. Sonuç olarak şu tez ortaya atılabilir.
“e-belediye kent bilgi sistemini kurmuş ve tam anlamıyla uygulayabilen belediyelerini kent bilgi sistemi nimetlerini kullanarak olabildiğince fazla hizmeti web üzerinden vatandaşına sunan belediyedir.” E-belediyecilik ise bu özelliğin felsefe halinde tanımlanmasıdır.

e-DEVLET VE ÇIKIŞ NOKTASI


e-devlet kavramı özellikle 1994 ve sonrasında bu gün kullanılmakta olan internet protokolünün kullanılmaya başlamasından sonra gelişmiştir. Bu tarihe kadar bilgi sistemleri zamanın teknolojik imkânlarına göre olabildiğince yaygınlaştırılmaya çalışılmaktaydı. Ancak e-uygulamalardan bahsetmek mümkün değildi. Çünkü bir e-ortam (elektronik ortam) mevcut değildi. Bu nedenle bir e-paylaşımdan da bahsedilemiyordu.
Bu açığı kapatan Web kavramı, CERN'de bir bilgisayar programcısı olan Tim Berners-Lee'nin HTML adlı bilgisayar dilini bulup geliştirmesiyle oluşmuştur. Bugün de kendisinin başkanı olduğu W3C (World Wide Web Consortium) tarafından idare edilmektedir. WWW, 1994 yılından beri hızla büyümekte, kullananların yaş aralığı genişlemektedir. Web’in temeli internettir. Web İnternet üzerinde kurulmuştur ve İnternetin sunduğu mekanizmalardan çoğunun kullanılmasını sağlar. İnternetin fiziksel görünüşleri –bilgisayarlar, ağlar ve servisler- dünya üzerindeki diğer binlerce bilgisayara bağlanmamıza izin verir. Web, İnternetin en tepesindeki soyutlanmış genel servisler kümesidir. Birbirimizle bilgilerin paylaşımına izin veren protokoller ve araçlar kümesidir.
İşte bu gelişmeden sonra kurumlar internet üzerinde bir e-paylaşım ortamı oluştuğunu fark ettiler. Önceleri dar anlamda ve kurum içinde ve kurumların farklı lokasyonları içerisinde veri paylaşma amacıyla kullanılan web ortamı zamanla hizmetlerin tanıtılması amacıyla kullanılmaya başlandı. Bu süreçte bazı hizmetlerin elektronik ortamda verilebileceği anlaşıldı. Yazılım dillerinin ve bant genişliklerinin elverdiği ölçüde hizmetler webe taşınmaya başlandı. Tabi aşılması gereken engellerin başında hukuk geliyordu.
Zamanla yazılım dilleri gelişti ve daha fazla çözüm üretilmesine olanak sağladı. Bant genişlikleri de her geçen gün artıyordu. Web ortamında hizmet verme gayretlerinin artması mevzuatta da gerekli düzenlemelerin yapılmasını tetikledi. Böylece tüm dünyada her geçen gün web üzerinden verilen hizmetler artmaya başladı. Son yıllarda son kullanıcıların (vatandaşların) bireysel internet hatlarındaki bant genişliklerinin artmasıyla bu gelişim hız kazandı.
Firma ve kurumlar hizmetlerinin bir kısmını web ortamına taşımanın maliyetlerini düşürdüğünü ve iş süreçlerini kısalttığını da fark ettiler. Böylece web ortamına ilgi arttı ve zamanla elektronik hizmet kavramı ortaya çıktı. Bunun bu gün kamuya yansıması e-belediye ve e-devlet şeklinde olmuştur.

27 Kasım 2010 Cumartesi

İstanbul Bilişim Kongresi Gerçekleşti

İstanbul Bilişim Kongresi Gerçekleşti
        Haber kaynağının linki yazının sonunda verilmiştir. Bu kurultayda "bilişim kentleri çalıştayı ve kent bilgi sistemleri" konulu çalıştayda yaptığım konuşmanın tam metnini de bloğumda bulabilirsiniz. (Soldan sağa-Hulisi ÖZOCAK (Kadıköy bld.bşk.yrd.), Azmi GÜN, Abdullah ÇELİK (Eyüp bld. Bil.İşl.Müd.), Nevzat BAKIRCI (Bld.Süreç Danışmanı.)



          Türkiye Bilişim Derneği organizasyonunda Ulaştırma Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri Kurumu ve Marmara Belediyeler Birliği himayesinde "Bilişim Kentleri; Akıllı Yaşam ve Şehir Stratejileri" temalı İstanbul Bilişim Kongresi 25-26 Kasım 2010 tarihleri arasında İstanbul'da Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü'nde gerçekleştirildi. Kamu, yerel yönetim ve iş dünyası çevresinin katıldığı panelde kamu kurum ve kuruluşlarının özel sektör ve sivil toplum kuruluşları ile etkileşim ve işbirlikleri içerisinde olması gerektiği, bilişim sektörü ‘nün 2009 yılı verileri ile 22 milyar Dolarlık bir pazara ulaştığı, kamu kurumlarının internet üzerinden hizmet sunmasının vatandaşa ulaşabilmek, sürdürülebilir ve kaliteli hizmet sunabilmenin anahtarı olduğu konuları ön plana çıktı.
          Açılış konuşmalarını takiben özel sektörün önde gelen gerçek ve tüzel kişilerinin yer aldığı eş güdümlü panellerde ise akıllı şehir uygulamalarının hayatımıza girdiği ve etkin şekilde kullanıldığı, akıllı uygulamaların insan hata ve hilelerinin önüne geçtiği böylece gerek maddi ve gerekse de zaman anlamında büyük israfların önüne geçilebildiği, insanların sistemlerle konuştuğu akıllı şehirlerde sistemlerin sistemlerle konuşturulmasının hedeflendiği, planlı hareket edildiği halde akıllı hizmetlerin kullanılmasının öneminin gayet net ve göz önünde olduğunun altı çizildi.
          Bilişim Kentleri Kongre'sinde son yıllarda bilişim teknolojileri alanında yaşanan gelişmelerin hayatımıza getirdiği olumlu etkileri ışığında bu hızlı teknolojik değişimin, gelecekte hayatımızı nasıl bir değişime uğratacağı sorusunun cevabı arandı. İki tam gün süren kongre etkinlikleri içersinde öne çıkan diğer konular ise sosyal medyanın gücü, internetin yarattığı yeni istihdam alanları, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının sürdürülebilir bir dünya için olmazsa olduğu konularıydı. 
          Kongrede masaya yatırılan konular: Belediye Hizmetleri (Belediyecilik, M-Belediyecilik, E-Yönetişim, Yeşil Belediyecilik, Bulut Bilişim ve Sanallaştırma, Çağrı Merkezleri ve CRM, Coğrafi Bilgi Sistemleri, SCADA, Hizmet Masası ve Çözüm Yönetimi, Dijital Arşiv Sistemleri, Atık Yönetimi, Belediyelerde Fiber Optik ve Geniş Bant Kullanımı); Vatandaşlık Hizmetleri ve Bilişim (Sağlığın Kişiselleşmesi, Mobil Sağlık, Uzaktan Hastalık Yönetimi, Teknolojik Koruyucu Hekimlik, Akıllı Kart Sistemleri (Kriptolu, Kredi Kartları, Sayaç kartları, E-Cüzdan Kartları, Kimlik Kartları, Güvenlik Kartları, Sağlık kartları), Kentsel Yönetişime Vatandaşların Katılımı, İhlal, Sahtekarlık Yöntemlerini Önleyici Aktivitelerin Gelişmesi, Sosyal Medya ve Kentte Sosyal Yaşam); Akıllı Ulaşım (Raylı Sistem, Metrobüs ve Oto, Havayolu ve Denizyolu Ulaşımlarında Bilişimin Rolü, Akıllı Kent İçin Lojistik Sistemler. Trafik, Acil Durum, Park ve Transfer Yönetimi. Akıllı Yol Altyapılarında BT Kullanımı); Enerji ve Altyapı (Doğalgaz, Güneş, Rüzgar Enerjilerinin Kullanımı. Elektrik Enerjisinin Verimli Kullanımı, Enerji Yönetimi); Kamusal İletişim (Telekomünikasyon, Genişband Ve Kablosuz Ağ, Mobil İletişim. Genişband ve Fiber Optik Teknolojileri, Uygulama Stratejileri); Akıllı Binalar (Akıllı Kentler, Akıllı Yapılar, Akıllı Binalar Binaların Mimari Tasarımı, Binaların Birbiriyle İletişimi, Binaların Eşyalarla İletişimi. Enerji Verimliliği, İklimlendirme, Elektro-Mekanik Tasarımı, Aydınlatma. IP Tabanlı Yapılar, Binalarda BT Altyapısı, İletişim Altyapısında IP Kullanımı) oldu.
          Ayrıca 26 Kasım 2010 tarihinde düzenlenen çalıştayda, kent yöneticilerinin bilişim uygulamalarını gerçekleştirirken yararlanabileceği "Bilişim Kentleri Uygulama Kılavuzu" oluşturuldu. 
(27 Kasım 2010)

26 Kasım 2010 Cuma

IV.İstanbul Bilişim Kongresinde yaptığım konuşmanın tam metni









KBS TASARIMINDA
KURUMSAL CHECK-UP VE VERİNİN ÖNEMİ

KBS tasarımı ciddi bir iştir ve kbs her kurumda kendine özgü farklı özellikler taşır. Bir muhasebe yazılımı gibi her kurumun paket olarak alıp kullanıma başlayabileceği bir yapıda değildir. Kurumun yapısına, tasarımcısının tecrübesine ve hayal gücüne göre değişik kalıplara girecek kadar esnektir.

KBS’nin başarılı bir şekilde projelendirilmesi önemlidir. Çünkü kbs e-belediyenin temelidir, membaıdır. E-belediyecilik sistemleri diye adlandırılan sistemler aslında kent bilgi sistemlerinden beslenirler. Elektronik ortamda sunulan tüm hizmetlerin temelinde kbs vardır. Bu nedenle ne kadar başarılı bir kbs varsa o kadar başarılı bir e-belediye vardır.

Bu nedenle, KBS tasarımına geçmeden önce kurumun bir çekapının yapılması gereklidir. Bu çekup neticesinde kurum rehabilite edilip kbs için hazırlanmalıdır. Bu göz ardı edilerek tasarlanmış olan kbs çalışmaları başarısızlıkla sonuçlanmıştır. KBS tasarımına ve projelendirilmesine başlanmadan önce yapılacak çekup süreci şöyle özetlenebilir:

YAPILMASI GEREKEN ETÜTLER

Bu çek-up çalışması sırasında bazı araştırmalar yapılmalıdır. Bunlar:

1. Personel Profili ile ilgili etütler
a. Kurum çalışanlarının bilgisayar ve bilişim sistemleri ve teknolojilerine bakış açılarının tespiti
b. Personelin bu konudaki isteklilikleri ve konuyla alakalılık yüzdelerinin tespiti
c. Bu konudaki bilgi ve eğitim seviyelerinin tespiti
d. Personelin yeterliliklerini sistemi yürütebilecek seviyeye çıkarabilmek için gerekli eğitim programları ile ihtiyaç duyulacak yatırımların planlanması
e. Mevcut personel içinde sistemi kurabilecek ve yürütebilecek yeterlilikte olanların profillerinin çıkarılması
f. Buna göre yeni nitelikli personel ihtiyacının tespiti
g. Bu ihtiyaca göre personel giderlerinin finansmanı ile ilgili tedbirlerin tespiti

2. Teknolojik altyapı ile ilgili etütler
a. Mevcut pc, mac, yazıcı, tarayıcı vs.ve yan aparatlarının tespiti
b. Kurulacak sistem için hangi teknolojik konfigürasyonlara ihtiyaç duyulacağının tespiti
c. Mevcut ve ihtiyaç duyulan konfigürasyonlar arasındaki farkların tespiti (Mevcutlar içinde yeterli olanların değerlendirmeye alınması yatırım maliyetini azaltacaktır.)
d. Bunlara göre ihtiyaç duyulacak yazılımların tespiti ve lisanslama ile ilgili gerekli raporların hazırlanması

3. Vatandaş ile ilgili etütler (Kentli memnuniyeti açısından)
a. Kurumun vatandaşın kurumdan ne beklediğini öncelikle tespit etmesi gerekir. Bu iş için çeşitli anketler yapılabilir.
b. Yasal çerçevede bu beklentilerin ne kadarının karşılanabileceğinin tespiti
c. Bunların karşılanabilmesi için nerelere ve ne gibi yatırımların yapılması gerektiğinin tespiti

4. Kurum ile ilgili etütler (Kolay yönetim ve etkin denetim açısından)
a. Kurumdaki mevcut idari yapılanmanın tespiti
b. Kurumdaki mevcut idareci profillerinin tespiti
c. Kurumdaki mevcut Yönetim zafiyetlerinin tespiti
d. Bunlara göre kolay yönetim ve etkin denetim için mevcut durumda ne gibi değişikliklerin öngörüldüğünün tespiti
e. Bu değişikliklerin -yasal ve siyasi kriterler dikkate alındığında- ne kadarının mümkün olduğunun tespiti
f. Bu değişimin uzun zaman alacağı düşünülürse; Bunların içinde sistemin sekteye uğramaması için acilen hangi tedbirlerin alınması gerektiğinin tespiti

5. Veri Tabanını Verileri İle İlgili Etütler
a. Öncelikle hangi veri tabanının kullanılacağı tespit edilmelidir.
b. Mevcut verilerin durumu (hangi formatta olduğu, hangi ortamda olduğu, Güncellik durumu vb.)
c. Toplanması gereken verilerin tespiti
d. Sistemde bulunması gereken tüm verilerin bir topolojik tasarım altında toplanması ve hiyerarşilerinin belirlenmesi
e. Bu verilerin nerelerden ve hangi kurumlardan toplanacağının tespiti
f. Toplanacak verilerin durumu (hangi formatta olduğu, hangi ortamda olduğu, Güncellik durumu vb.)
g. Bu verilerin elde edilebilirliği
h. Kullanıma devam edilecek mevcut sistemlerin veri tabanlarını birbirleri ile konuşturabilecek taban bir veri tabanı oluşturulması
i. Mevcut ve toplanacak olan verilerin bir standarda sokulabilme durumu
j. Verilerin toplanmasında hangi metotların kullanılacağı
k. Toplanan verilerin zaman içinde güncelliğini koruyabilmek için alınması gereken tedbirler
l. Veri toplama ve düzenleme maliyeti

6. Performans yönetimi etütleri
a. Kurumda her birimin görev tanımları ayrı ayrı yapılmalı
b. Devşirme (Asli olmayan görevler) asli birimi bünyesinde tanımlanmalı. Bu herkesin üzerine düşen görevi yapıyor olması nedeniyle motivasyonu ve dolayısıyla da verimi artırıcı etki yapar.
c. Tanımları yapılan bu görevler iş akış şemaları ile düzenlenmelidir. İş akış şemalarındaki her basamak iş için halihazırda uygulamada karşılaşılan tüm senaryolar dikkate alınarak minimum ve maksimum iş bitiş zamanları belirlenmelidir.
d. Bu tespitin ardından her iş için ideal bir iş bitiş zamanı öngörülmelidir. Ve iş akış şemaları bu zamanların gerektirdikleri gibi revize edilmelidir.
e. Personel profili başlığı altında ki eğitim programları ile de desteklenmek şartı ile bu iş akış şemaları personele tebliğ edilmeli ve buna uyulması yaptırım altına alınmalıdır.
f. Bu çalışmalar aynı zaman da kurumun ISO 9001 kalite belgesi alması için yapılacak bir beyin fırtınası çalışmasının parçası olarak ta yapılabilir.
g. Burada önemli olan ISO 9001 kalite belgesi almak değil kaliteyi sürekli kılmak olduğuna göre belirlenen performans yönetimi projesinin ve ilkelerinin tam olarak uygulanmasını sağlamak, performansı değerlendirmek ve yönetmek için de gerekli altyapının planlanması gereklidir.

Bu etütler kbs’nin önündeki sorunları bertaraf etmek için elimizi güçlendirecektir. Bunlar:

1. YÖNETİMİN BAKIŞ AÇISI
Bir kent bilgi sistemi uygulamasının başarılı olabilmesinin öncelikli şartı; kurumsal desteğin kazanılmasıdır. Kurum desteğinin kazanılabilmesi için, öncelikle kent idarecilerinin;

  1. Sistemin gerekliliğine ve yararlılığına,
  2. Sistemin kendini fazlasıyla amorti edebileceğine,
  3. Tam bir kentli memnuniyeti sağlayacağına olan inançlarının tam olması,
  4. KBS sorumlularının tam bir uyum içerisinde çalışması gerekir.
Ancak bunun sağlanamadığı durumlar da söz konusudur. Örneğin, bazı yöneticiler yeniliklere açık olmayıp, KBS uygulamasının önünde ciddi bir engel oluşturabilirler. Bu tür sorunların aşılabilmesi için pilot proje uygulamaları ile kurumsal kazançların somut şekillerde ortaya konularak kent bilgi sistemi hususunda kurumsal bazda bir kamuoyu oluşturulması gerekir.

2. GEREKLİ BÜTÇENİN TEMİNİ
Birçok durumda, yöneticiler sistemin yararlılığına ve uygulanması gerektiğine tam olarak inanırlar, ancak gerekli olan finansmanı sağlamakta güçlük çekebilirler. Çünkü KBS başlangıç aşamasında pahalı bir yatırım gerektirir. Ancak, uzun vadede sistemin sağlayacağı ekonomik kazanç, başlangıç aşamasındaki bu gideri karşılayabilecek hatta kâra dönüştürebilecek boyuttadır. Bu açıdan bakıldığında, KBS’nin uygulanabilmesi için bütçe ihtiyacının karşılanması yerel yönetimlerin önündeki önemli sorunlardan biri olarak gözükmektedir. Kent bilgi sistemi; oldukça yüksek maliyetlere katlanmayı gerektirir. Ama meyvelerini toplamak zaman alabilir. Yerel yöneticiler seçimle gelirler ve bunca yatırımın neticesini en geç görev sürelerinin ortalarında görmek isterler. Bundan emin olamadıkları için de yatırımdan kaçınırlar. Bazı belediyelerin KBS’yi kurmakta gecikmelerinin temel nedeni de budur.
Şekilde fayda maliyet analizi grafiği görülmektedir.

Görüldüğü üzere başta büyük yatırımlara katlanacak olan kurum, Daha sonra sabit işletme giderlerine karşın maksimum fayda elde edebilecektir. Üste para bile kazanabilir.
Bu durumda en önemli görev kent yöneticilerinin danışmanlarına ve sistem tasarımcılarına düşmektedir. Onların bu konudaki tecrübeleri ve yöneticileri ikna kabiliyetleri ile sistemin gerekliliği konusunda idareciler ikna olabilirler.

En mantıklı süreç basamak basamak kuru-lum mantığıdır. Bu şekilde, kurulan sistemler kurum tarafından hazmedildikçe üzerine yenileri kurulabilir.

3. RE-ORGANİZASYON İHTİYACI (KURUMUN YENİDEN YAPILANDIRILMASI)
Belediyeler bünyesindeki birimlere bakıldığında, bunların tamamına yakınının diğer birimlerden bağımsız, yalnızca kendine özgü işlevleri yerine getiren birimler oldukları görülür. Bunun bir sonucu olarak da ortak kullanılan bazı bilgi/verilerin her birimde bağımsız olarak oluşturulup kullanıldığı düşünülürse, veri tekrarı ve önemli ölçüde kırtasiye, zaman ve emek israfının ortaya çıktığı görülür. Bu sorunun giderilmesi ve yerel yönetimlerin kurumsal ve teknolojik gelişmelere paralel olarak büyüyebilmesi için, mutlaka kurum bünyesinde yeni yapısal bir re-organizasyona ihtiyaç vardır. Buna göre işlem adımları belirlenip, iş tarifleri yapılarak, idari yapının görevleri ve iş süreçleri yeniden ve açık bir şekilde belirlenmelidir.

Belediyenin tüm birimleri birbirleri ile tam bir entegrasyon ve uyum içinde çalışır hale getirilmelidir.

4. MEVCUT ALTYAPI BİLGİLERİNDEKİ KAYIT EKSİKLİĞİ
Tablo/tekst bilgilerinin yanında, KBS’nin en önemli veri kaynaklarından biri de grafik veriler, yani güncel haritalardır. Yerel yönetimlerin hemen hemen tamamında Coğrafi Bilgi sisteminin altlıkları olan bu verilerin büyük bir kısmı mevcuttur. Ancak, içme suyu, kanalizasyon, atık su, doğal gaz gibi altyapıya ait bazı grafik veriler yine yerel yönetimlerin büyük çoğunluğunda mevcut değildir veya mevcut olsa bile KBS’de kullanılabilecek hassasiyete sahip değillerdir. Bu nedenle altyapıya yönelik tüm faaliyetlerde detaylara ilişkin konum bilgilerini edinilmesi ve sayısallaştırması zorunludur.


Bundan sonra da, altyapıya ilişkin ihale şartnamelerinin bu eksikliği giderecek şekillerde profesyonelce hazırlanması gerekir. Bu şekilde sonradan sayısallaştırma gibi ikinci bir külfete katlanmaya da gerek kalmaz.

5. VERİLERİN BİR STANDARDİZASYONA SAHİP OLMAYIŞI
Ülkemizde KBS uygulamalarının henüz yeni olmasından da kaynaklanan nedenlerden dolayı, gerek verilerin temini ve kullanımı gerekse sistem bütününde bir standardizasyon eksikliği mevcuttur. Bu eksiklik halen devam eden KBS tabanlı proje çalışmalarında hissedildiği gibi, gelecekte KBS’lerin bir bütün içinde değerlendirilmesi gündeme geldiğinde de kentsel bilgilerin paylaşılmasında önemli bir sorun olacaktır. (e-devlet projesi ve 2005/20 sayılı başbakanlık genelgesi)

( Bu konuda Türkiye genelinde Ulusal Veri Değişim Formatı –UVDF- adıyla yeni bir standart geliştirilmiştir. Tüm kbs yazılım firmaları ve kurumlar verilerini bu formatta okuyup yazabilmek durumundadırlar.)
Ayrıca KBS’ler açık yapıda, browser tabanlı ve servis odaklı olarak planlanmalıdır.

6. NUMARATAJIN YETERSİZLİĞİ
KBS çalışmalarında, pratikte karşılaşılan önemli bir sorun da, özellikle yeni yerleşim alanlarında, bazı cadde ve sokaklara isim verilmemiş olması, bir cadde veya sokağın nereden başlayıp nerede bittiğinin tam olarak bilinememesi veya kapı numaralarının yönetmeliklere uygun olarak verilmemiş olması, aralara ilave numaralar eklenmiş olmasıdır. Yine Numarataj ile ilgili bir diğer sorun da, bina kapı numaralarının grafik haritalar üzerine işlenmemiş ve belediyenin elinde sayısal olarak bulunmuyor olmasıdır. Dolayısıyla harita ile adres bilgileri arasında bir kopukluk söz konusudur.


KBS temelde adres bilgisi üzerine inşa edileceğinden, numarataj konusundaki bu eksikliklerin giderilmesi, yapılması gereken ilk işlerden biridir. Tatbikî oluşturulacak bu adres bilgi sistemi kendini sürekli güncelleyen canlı bir yapıya sahip olmalıdır.

2007’de yapılan bir çalışma sonunda numarataj işi, merkezi nüfus idaresi üzerinden yürütülse de sistemdeki eksiklerin bir kısmı hala devam etmektedir.

7. PERSONELİN DİRENCİ
Kamunun neredeyse tamamında alışkanlıklarının değiştirilmesine karşı personelin bir direnci söz konusudur. Az ya da çok bu böyledir. Bazıları, yeni sistemler kurulunca kendilerine ihtiyaç kalmayacağından ve bu nedenle ya işlerinden olacaklarından ya da pasif göreve çekileceklerinden korkarlar. Bazıları konu hakkında tek bilgi sahibi olarak tüm kurumun kendisine mahkum olmasından duyduğu haz ve ego tatmininden mahrum kalacaklarını bildikleri için direnç gösterirler. Kimileri de "-ben ne güzel çalışıyorum. Düzen böyle kurulmuş gidiyor işte. Sorun yoksa, çalışıyorsa kurcalama kardeşim." mantığıyla bakarak direnç gösterirler.


Personeldeki bu direniş, yeni sistemlerin kurulmasının önünde engeldir. Öncelikle bu sorunu çözmek gerekir. Bu da seminer ölçeğinde, özel ve katılımcı eğitimlerle mümkün olacaktır. İnsanları bir odaya doldurup sıkıcı kbs-gıs eğitimleri vermek soruna çözüm değildir.

SİSTEM TASARIMI:
Bütün bu tespit ve analizler yapılıp, gerekli raporlar alındıktan sonra yapılması öngörülen değişikliklerin ve tasarımların maliyetleri tespit edilmelidir. Bundan sonra kent bilgi sistemi tasarımına başlanabilir. Burada:

• Daha önce yapılan analizler sonucunda sistemden neler bekleneceği
• Sistemin yasal çerçevesi ve sorumluluklarının neler olduğu
• Sistem için ihtiyaç duyulan teknolojik yatırımların tespiti ve hangi sıraya göre yapılacağının programlanması
• Sistem için gerekli olan kalifiye personel ve yönetici ihtiyacının tespiti
• Sistemin tamamen kurulup tamamlanmasına kadar geçecek süre içinde hangi iş ve işlemlerin yaptırılacağı ve her iş için İş akış diyagramlarının hazırlanması gibi konular önem kazanmaktadır

SİSTEM TASARIMINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR:
1. Sistemin kesin tasarımına geçmeden önce bu iş ile iştigal eden yazılım firmalarının bilgilerine ve demolarına başvurulmalıdır. Onların ve hâlihazırda çalıştıkları kurumların tecrübeleri yaşanmış hataların yeniden yaşanmasına engel olacaktır.
2. Bu çalışma sırasında tasarımcının aklında yeni fikirler şekillenecek ve böylece o günün şartlarında neredeyse mükemmel ve eksiksiz bir sistem tasarlanmış olacaktır.-Neredeyse-diyorum çünkü en iyi ve ya mükemmel hiçbir zaman yoktur. Her zaman daha iyisi vardır.
3. Sistem en az emek ve zaman harcanarak en az personel ile yürütülebilecek şekilde tasarlanmalıdır.
4. Kurumun tüm birimlerinin birbirleri ile tam bir entegrasyon içinde olması önemlidir.
5.  Veriler merkezi bir serverde ortak bir veri tabanında tutulmalıdır. Hatta mümkünse yazılımların da server üzerinden çalıştırılması uygun olacaktır. Bunun birçok getirisi de vardır. Bu yüzden yazılımların web tabanlı olmaları önerilir.

SİSTEM İKİ TARAFLI OLARAK TASARLANMALIDIR.
1. Vatandaş tarafı (Bilgi edinme ve belediyeye gelmeden iş ve işlemlerini yapabilme vergi ödeyebilme ve internet üzerinden belediye hizmetlerine ulaşabilme vb.)
2. Kurum tarafı (Kolay yönetim ve tam denetim )
     a. Sistemde güncellenebilir veriler bulunmalıdır. Tüm veriler otomatik olarak güncellenebilir şekilde
        tasarlanmalıdır.
     b. KBS bir sistemler bütünüdür. Bir çok alt sistemden oluşur. KBS’nin iki ana bileşeni vardır.
         i. GIS (Coğrafi bilgi sistemi)
         ii. MIS (Yönetim bilgi sistemi)
        KBS bu iki sistemin çatısı altında diğer alt sistemlerin de birleşiminden oluşur. Önemli olan bu iki ana sistemin ve alt sistemlerinin birbirleri ile tam bir entegrasyon içinde çalışmasıdır. 5215 sayılı kanun gereğince stratejik planların yapılabilmesi için gıs ve mıs’ın bütünleşik yapıda olmaları gerekir.

c. Sistem iyi ve amaca yönelik, verimli bir şekilde çalışabilmesi için tam, doğru ve güncel bilgiye ihtiyaç duyar. Bunun için sistem kurulumu sırasında iyi ve kapsamlı bir bilgi toplama çalışması yapılması gerekir.

d. Toplanan bu bilgiler KBS yazılımlarıyla yorumlanarak her ihtiyaç duyanın ihtiyacı olduğu kadarıyla ve yetkisi nispetinde kullanabileceği hale getirilmelidir. Unutulmaması gereken önemli bir konu vardır. KBS yaşayan bir sistemdir. Canlı bir organizmadır. Sağlıklı bir şekilde yaşayabilmesi de bazı şartlara bağlıdır. Bunlar:

(KBS Sağlıklı bir şekilde yaşayabilmesinin unsurları)
1. Otomatik olarak güncellenen veri yapısı
Sahadan bir kez veri toplamak sistemin başarısının devamı için yeterli değildir.Bu bilgilerin sürekli güncel ve doğru kalmasını sağlayacak güncelleme mekanizmaları da kurulmalıdır.

2. İyi ve keskin bir yetkilendirme:
Kent yöneticilerinden vatandaşa kadar her konumdaki kullanıcıların hangi bilgiye ne şartlarda ulaşabilecekleri, bu bilgiler üzerinde hangi yetkileri kullanabilecekleri, kimlerin veri güncelleme, yedekleme, silme ve değiştirme yetkisine sahip olacakları kesin ve kati bir yetkilendirme mekanizmasına tabi olmalıdır.

3. Dijital arşivleme:
Sistem kurulumu sırasında önce mevcut arşivler sayısallaştırılmalıdır. Sonra da arşive girecek her türlü evrak ve bilgi sistem bünyesindeki yazılımlar ile sayısallaştırılarak dijital arşiv canlı ve güncel tutulmalıdır. Hatta özellikle iş takipçilerinden ve özel sektörden gelen evrak ve bilgileri belli bir formatta sayısal olarak ta (CD’de veya diskette) istemek te mümkündür.

4. Doküman yönetimi:
Bu kuruma gelen her türlü evrakın yazı işlerinde kayda alındıktan sonra taranarak bilgisayar ortamına aktarılması ve kurum içinde dijital olarak bilgisayar ağları üzerinden dolaşımının sağlanması demektir. İlgili memurlara evrak network üzerinden ulaştırılır, takibi network üzerinden yapılır. Bu işleyiş sırasında dijital imza kullanılır. Ve en son işlem tamamlandıktan sonra tekrar yazı işlerinden print edilerek son amirin ıslak imzası ile vatandaşa veya ilgili üçüncü kişi ve kuruma iletilir.

KBS’ NİN PROJELENDİRİLMESİ:
Bütün bunlar kbs’nin omurgasının tasarımında dikkate alınması gereken konulardır. Bu kbs omurgası ana iş tanımlarını içerecektir. Kesin tanımları yapılan bu ana iş kolları sonradan değiştirilmemek üzere bir sıraya konmalıdır. Bundan sonra bu ana iş kolları ayrıntılara bölünmeli bunların her birinin tanımı yapılıp aralarında öncelik durumuna göre sıralanmalıdır.

KBS uygulamaları sırasında yapılan önemli bir hata; Kent bilgi sisteminin yada kurmak istenilen sistemin tasarımını yapanların bu tasarımlarını projeye dönüştürmüyor olmalarıdır.

Başta ihale yasaları olmak üzere mevcut yasal düzenlemelere göre yukarıda anlatıldığı üzere tasarlanan sistemin iş ve işlemler bakımından belirli bir sıraya konulması, bu sıralamadan sonra hangi işin –ihale ve inşaat dönemi de dikkate alınarak- hangi zaman periyotlarında yapılabileceğinin ve o iş için ne kadar süre verilmesi gerektiğinin analizleri yapılmalı ve sırayla iş ve işlemlerin yapılma (başlama ve bitiş tarihleri) süreçlerini gösteren çizgisel bir zaman tablosu hazırlanmalıdır. Buna paralel olarak iş ve işlemlerin yaklaşık maliyetleri de bu tablonun altında izlenebilecek şekilde düzenlenmelidir.

Tablo tamamlandıktan sonra son bir kez daha gözden geçirilmeli, sıralama ve zamanlamadaki hatalar düzeltilmelidir. Eksik görülen iş tanımları da sisteme eklenmelidir. Böylece kbs’miz projelendirilmiş olmaktadır. Bu proje bir rapor eşliğinde idarenin onayına sunulmalıdır. KBS projesi oldukça yüklü bir bütçeye ihtiyaç duyacaktır. Bu nedenle idareye finansman konusundaki öneri paketleri de sunulmalıdır.

Proje şekil olarak ve işlem sırasına göre irdelenip olur aldıktan sonra artık tüm yatırımlar projedeki sıraya göre yapılmalıdır. Bu hataları ve iş çıkmazlarını önleyecektir.

Sistem tasarlanırken sık elenip sık dokunmuş ve gerekliliği kesin kabul görmüş olan işlerden oluşan projedeki hiçbir görev veya iş bütçe yetersizliği durumunda iptal edilmemelidir. Bu gibi durumda işlerin zaman çizelgesinde blok olarak ötelenmesi (ertelenmesi) daha akıllıca olacaktır. Tamamen iptal edilen işler kbs’nin eksik olarak kullanıma açılmasından dolayı daha sonra sistemi sekteye uğratacak sonuçlar doğurabilirler.

Bu şekilde projelendirilmiş bir kbs ile idareler (Yöneticiler): (Atlayabilirsin)
      1. Hangi işin ve yatırımın hangi sırayla ve ne zaman yapılacağını
      2. İşin ne kadar zamanda tamamlanacağını
      3. İşin yaklaşık yatırım maliyetini öğrenebileceklerdir.
      4. Bu, kent yöneticilerine yıllık ve beş yıllık planlar yapabilmelerini, bütçelerini ve yatırım programlarını daha sağlıklı ve isabetli yapabilmelerini ve kentli memnuniyeti konusunda kendilerine hedef koyabilmelerini sağlayacaktır.

KBS tasarımcıları ve uygulayıcıları açısından da birçok fayda sağlayacak olan proje ile tasarımcılar da:
       1. Daha planlı ve programlı hareket edebilecekler
       2. Ne kadar zamanları olduğunu önceden bildikleri için ona göre hareket ederek gereksiz acelecilikten ve
           telaştan kurtularak, daha rahat ve daha sistemli bir çalışma içinde olabileceklerdir.
       3. Bu kadar planlı ve sistemli çalışmanın sonucunda da tabi başarı elde edilecektir.

VERİ (BİLGİ) TOPLAMA SAFHASI VE KBS İÇİN ÖNEMİ
Veri toplama (Saha envanteri) çalışması kent bilgi sisteminin olmazsa olmazıdır. Kent bilgi sistemi adından da anlaşıldığı üzere bilgi ile kurulan ve bilgi işleyen bir sistemdir. Nasıl ki metal hammaddeler (Demir, alüminyum, bakır vs.) toprak altından çıkarılmadan otomobil fabrikaları çalışamazsa, ormanlardan ağaçlar kesilip kereste haline getirilmeden mobilyalar üretilemezse çalışma alanından (Kentten) bilgiler toplanıp sisteme entegre edilmeden de KBS çalışamaz. Bu durumda KBS yazılımlarının içi boş birer kutudan ibaret olduklarını söylemek mümkündür.

Uygulama alanı olan kentten sözel öznitelik bilgileri toplanıp daha önce oluşturulmuş coğrafi veriler ile ilişkilendirilmeleri gerekir. Ancak bu şekilde CBS ve KBS yazılımlarının çalışması mantıklı olur ve bu yazılımlara ve donanımlara yapılan yatırımlar yerini bulmuş ve amacına ulaşmış olur.

Saha envanteri çalışmasından önce kentin bilgi toplanacak coğrafi ve sözel verileri listelenmelidir. Bunlar:
        1. Halihazır (Topografik) haritalar
        2. Kadastral haritalar
        3. Yerleşime uygunluk (deprem, heyelan ve sel gibi doğal afet) haritaları
        4. İmar planları
        5. Alt yapı haritaları (Elektrik, su, doğalgaz, telefon, kablolu tv, atık su ve yağmur suyu kanalları vs.)
        6. Üstyapı haritaları (Yolların tür ve kaplama cinsleri, kaldırım-tretuvar durumları, park ve dinlence  yerleri ile yürüyüş ve bisiklet parkurları vs)
        7. Numarataj Planları
        8. İşlenmiş Görüntüler
        9. Fotoğraf
      10. Ortofoto
      11. Uydu görüntüleri
      12. Tematik haritalar şeklinde kent ölçeğinde değişiklikler gösterebilecek bir şekilde sıralanabilir.
      13. Sözel veriler ayrıca ihtiyaca göre belirlenmelidir.

Coğrafi ve sözel verilerin birbirleri ve sözel öznitelik bilgileri ile ilişkilerine bakacak olunursa; Kişilere ve objelere özgü sözel bilgiler ile coğrafik verilere özgü öznitelik bilgileri sonuçta coğrafik veriler ile birleşerek kent bilgi sistemini oluşturmaktadır. Esasen bunların bağımsız veri tabanlarında bulunup bağımsız hareket etmeleri de düşünülemez.

Bu ve buna benzer kalemler halinde coğrafi veriler hazırlanıp sınıflandırılarak bir veri tabanında toplanmalıdır. Bunlardan birbirleri ile alakalı olanlar arasında gerekli ilişkilendirme işlemleri yapılmalıdır.

Kurumun halka sunmayı planladığı hizmetlerin bir envanteri çıkarılmalıdır. Bunlar halkın kurundan beklentileri ile karşılaştırılmalı ve örtüşen hizmet başlıkları teke indirgenmelidir. Eldeki mevcut veriler de dikkate alınarak kent yaşayanlarının ekonomik ve sosyo kültürel seviyede portreleri çıkarılmalıdır. Bütün bunlara istinaden genel olarak belirlenen hizmetleri sunacak olan kurum personelinin de portreleri çıkarılmalıdır. Mevcut durum ile olması gereken durum karşılaştırılmalıdır.

Bütün bu istatistikler belirlendikten sonra sahadan toplanacak verilerin neler olduklarının tespitine geçilebilir. Bu aşamada Kurum içi birimlerin temsilcilerinden ve hatta mümkünse kurum dışından da temsilci alınarak bir komisyon kurulmalıdır. Bu komisyonun ve saha envanteri çalışmasının yönetimi bu konuda uzman ve deneyimli kişilerden oluşan bilgi işlem birimlerinde olmalıdır. Bu komisyon sahadan toplanacak olan veri türlerini önce gruplandırmalı ve türlerine göre ayırmalıdır. Her veri grubu altında alt gruplar belirlenebilir. Genelden özele (Kabadan ayrıntıya) inilerek bir veri ağaç yapısı öngörülmelidir.

Bu veri yapısına istinaden saha envanter anketleri hazırlanmalı ve toplanmak istenen veriler bu anket formlarında sorular la ifade edilmelidir. Daha sonra da kent ölçeğinde ihtiyaç duyulan şekilde gruplar halinde kapı kapı gezilerek bu veriler toplanır ve havuzda bir araya getirilir. Burada daha önce belirlenen veri ağacı yapısına göre sınıflandırılarak ayrıştırılırlar. En sonunda da coğrafi veriler ile ilişkilendirilmek suretiyle son şekilleri verilmiş olur. Bundan sonrası KBS yazılımları ile yapılacak yetkilendirme ve yönetim işlemleridir.

KBS İÇİN GRAFİK VERİ DOĞRULUK GEREKSİNİMLERİ
Coğrafi veritabanında bulunacak verilerin hangi hassasiyet derecelerinde olmaları gerektiğinin de önceden belirlenmesi gerekir. İdeal olanın fazlasını yapmak her zaman doğruyu yapmak değildir. Gereğinden fazla hassasiyet arayışı hem daha fazla iş yoğunluğu hem de daha fazla maliyet demektir. Coğrafi verileri oluşturan haritalar için kbs platformunda gerekli olan ölçek ve hassasiyet değerleri aşağıda verilmiştir.

     1. 1:500 - 1:1000 ölçekli mühendislik uygulamaları içeren bilgi sistemleri için cm doğruluk gerekir.
     2. 1:5 000 ölçekli Şehir planlama için m üzeri doğruluk gerekir.
     3. 1:50 000 ölçekli çevresel planlama için 5m üzeri doğruluk gerekir.


Coğrafik verilerin elde edilme yöntemleri de incelenirse, Hangi yöntemden en iyi verimin alınabileceği ve hangi yöntemin ne amaçla kullanılabileceği stratejisi de geliştirilebilir. Kentin, kentlinin ve kurumun yapısına göre değişebilen hassasiyet oranları belirlenip buna göre bilgi toplama ve oluşturma stratejileri belirlenmelidir.

VERİ TOPLAMA VE İŞLEMENİN KBS PROJESİNDEKİ YOĞUNLUK ORANI
Kent bilgi sistemi kurulum sürecinde, ilk başta yapılacak donanım ve yazılım yatırımının akabinde asıl yoğunluğu veri oluşturmaktadır. Daha açık ifadeyle KBS’nin en uzun ve en yoğun işlemlerini veri toplamak, işlemek ve yönetmek oluşturmaktadır.

KBS kurulum sürecindeki iş ve işlemleri ana başlıklar altında gruplandırırsak bunu daha açık bir şekilde görmek mümkün olacaktır. Burada gerçekçi olması için Bursa Büyükşehir belediyesinin kbs projesindeki maliyet gerçekleşme oranları örnek alınmıştır. Proje sürecinde yapılan yatırımlar:

      1. Donanım yatırımı
      2. Yazılım yatırımı
      3. Müşavirlik hizmetleri yatırımı
      4. Eğitim yatırımı
      5. Veri işleme-uyarlama çalışmaları Olarak gruplandırılır ve yatırım maliyet-gerçekleşme oranları tablosu ortaya çıkar.

Aşağıdaki grafikten veri işleme ve uyarlamanın tüm projenin neredeyse yarısını oluşturduğu görülmektedir. Sistemin toplam donanım ihtiyacının yatırım maliyeti, toplm proje maliyetinin %24’ünü; Yazılım yatırımı %19’unu; Müşavirlik hizmetleri alımı %6’sını ve Eğitim yatırımı da %5’ini tutmaktadır.

Bu istatistik açıkça gösteriyor ki, KBS’nin asıl yükü, asıl iş yoğunluğu, yatırım canavarı kalemi bilgidir. Bu da saha envanterinin önemini ortaya koymaktadır. Saha envanteri ne kadar sağlıklı ve gerçekci ise KBS de o kadar başarılı ve verimlidir. Bu nedenle saha envanteri anket formlarında bulunacak soruların hazırlanması tüm birimlerin ehil temsilcilerinin üyesi oldukları kamisyon tarafından hazırlanmalı ve bu komisyonun yönetimi ve koordinasyonu da bilgi işlem birimlerinde olmalıdır.

Şekil ’de Bursa belediyesi kent bilgi sisteminin proje bileşenlerine ait verilerin toplanması aşamalarındaki maliyet gerçekleşme oranları grafiksel olarak verilmiştir.


Şekil dikkatlice incelenecek olursa kbs projesinin toplam veri toplama maliyetinin %39’luk kısmı kadastro ve imar bilgilerinin oluşturduğu coğrafik verilerin toplanmasına ayrılmıştır. İkinci sırayı %23 ile coğrafi verilerle alakalı öznitelik (Sözel) bilgiler yeralmıştır. Bunlara %16’lık pay ile temel haritalama maliyetleri de eklendiğinde toplam kbs yatırımının (%39+%16+%23=%78) lik kısmını veri toplama ve işlenmesi için yapıldığı ortaya çıkmaktadır. Kalan %22’lik kısım ise teknik altyapı, fizibilite ve bilgi ağı gibi projelendirme ile ilgili bilgilerin temininde harcanmıştır.
Bu oranlara göre bir yorum yapmak gerektiğinde yaklaşık %80 oranında veriyle yoğrularak kurulacak olan bir sistemin (KBS) ana enstrümanı olan verileri toplama işini iyi ve profesyonel olarak (Çeşitli nedenlerden dolayı) başarıya ulaşabildiği düşünülürse bunun önemi daha da iyi anla planlaması gerekliliğini vurgulamak lazım gelir. Özellikle de yapılan bu veri toplama ve işleme çalışmalarının ülkemizde %45-%65 oranındadır. KBS için her şey veridir. Veri olmadan KBS eksiktir, sakattır, boş bir kutudur ve boş kutular da doldurulmadıkça atılmaya mahkûmdur. Bu meyan da veri toplama ve işleme yatırımları yapılmayacak sa kullanılmayacak olan MIS ve CBS gibi KBS yazılımlarına yapılacak yatırımlar ölü yatırım olacaktır.

Azmi GÜN
GIS ve e-belediye uzmanı (Bilişim sistemleri danışmanı)